"Kar, doğaüstü bir yavaşlıkla yağarken, ölmek için yaşamaktan daha derin nedenler var gibi geliyor. Ve belki de daha çok sayıda." dese de Jean Baudrillard*, bu "yaşam" için ölmeye değmez...
*Cool Anılar 1-2 (1980-1990), s. 18
"Böyle saygısız, böyle boş ve ne hikmetse bir o kadar özgüvenli bu güruh..." Sadece kitap fuarlarında değil ki, her yerdeler!
cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1162...
Çiğ süt emmiş insan oğlunun geçmişi ile müstakbel tarihi olan hâlihazırdaki vaziyetine bakılınca yeni yetme hâlinin hiç bitmeyeceği gün gibi ortada... Aklı başa yaş getirir, gelgelelim “insanlığın ergenliği” yaşta değil, baştadır.
Sanırım iki Can Yücel var artık. Şiirlerinden bildiğim Can Yücel ve sosyal medya peydahlandıktan sonra hâsıl olan bir de; şu ”Bağlanmayacaksın” veya “Herkes gitmek istiyor” gibi “şiirler(!)” yazan…
Yakında, “Ördek suya daldı / Zil çaldı”nın altında da Can Yücel adını görürsem şaşmam!
Geçmişten geleceğe insanlar ikiye ayrılır:
Zulmedenler ve Zulmedilenler...
Zulmedenler kendi içinde ayrıca ikiye ayrılır:
Daha önce zulmedilmişler, daha sonra zulmedilecekler...
Zulmedilenler de kendi içinde ikiye ayrılır:
Daha önce zulmedenler, daha sonra zulmedecekler...
Not: İstisnâları seviyorum, mevcut olup kāideyi bozmadıkları için değil bozamadıkları hâlde var oldukları için: İstisnâlar kāideyi bozmaz...