Düşünce Gücü
Fazlasıyla düşününce gücüne inananlardan biri olduğum için bu kitabı çok severek okudum.
Yazarımız hayatımızdaki hastalıklar, kötü alışkanlıklardan tutunda kader diye adlandırdığımız tüm olumsuzlukların bilinçaltından kaynaklı olduğunu anlatıyor ve dolayısıyla şanslı ya da şansız olarak doğmadığımızı, biz neye odaklanırsak onu hayatımıza tezahür ettirdiğimizi bölüm bölüm sunuyor biz okuyuculara..
Albert Einstein' in söylediği gibi "Hayal gücü bilgiden daha önemlidir.."
Einstein'in bu cümlesini desteklercesine de yazarımız diyor ki; "Düşündüğümüz, inandığımız ve güvenle beklediğimiz her şey mutlaka gerçekleşir. "
Ayrıca her bölüm sonunda işlediği konu ile ilgili olumlamalarla da destekliyor anlattıklarını..
Ben bu tarz kitapları çok sevdiğim için çok severek okudum.. Bilinçaltına ve düşünce gücüne ilginiz varsa tavsiye ederim..
- Keyifli Okumalar __
Bizimki Kırmızı Pazartesi değil Kırmızı Asır
Kitabın sonu başında veriliyor zaten. Ama zaten yazar sonuca değil sonuca giderken karşımıza çıkan toplumsal umursamazlığa dikkat çekmek istiyor.
Bir genç hatta büyük ihtimalle suçsuz bir genç nasıl da katlediliyor. Namus davası adı altında insanlar duyarsızlıklarına güzel bir bahane örtüyorlar. Günümüzü ne kadar da anlatan bir kitap. Bile bile
Einstein '' gerçek aptallık, hep aynı şeyi yapıp, farklı sonuçlar beklemektir " diyor. Biz de insanoğlu olarak gerçekten çok apataliz Leo. Hep aynı şeyi yapıp , farklı sonuçlar bekliyoruz...
120 syf.
·
Not rated
Konusu itibari ile beni son derece cezbeden, zamanın yaşamlarımızdaki önemini anlatan ve bunu değerli bir bilim adamı üzerinden hem gerçek bir olay üzerinden ele alan hem de kurgulaştıran son derece keyifli bir kitaptan bahsetmek istiyorum.
Kitabın hikayesi 1905 yıllarında geçiyor ve bu yıllarda ünlü bilim adamı Einstein bir kuram üzerinde
UYGARLIĞIN KÖKENİ OLARAK "İLYADA"
Söyleyin Musalar!
İnsanı cümle mahlukattan ayıran ‘söz’’ün kaynağını söyleyin
Hani evvel zaman içinde bir kadın vardı ya Mezopotamya bölgesinde
Tohumu toprakla buluşturup başağa dönüştürmeyi öğretmişti ona ataları
Hükmü geçiyordu toprağa, işliyordu onu
Ama tohuma can veren yağmurun hikmetine sır erdiremiyordu aklı
Sonra bir anda almıştı
Önyargısı, her zaman yanlış çıkan benim gibi başka birilerinin de olmasına sevindim. Önyargılarına güvenmek yerine onlara şüpheyle yaklaşmaya başlayınca daha objektif kararlar verebiliyor insan. Tabi önyargılarına sımsıkı sarılanlar için bu farkındalığa varmak gerçekten çok zor. İbni Sina 'Hiç Kimse Görmek İstemeyen Biri Kadar Kör Olamaz.' derken tam da bundan bahsediyordu.
Albert Einstein 'Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur.' diyor. Fakat bir kere önyargılar yıkılmaya başladığında atom bombası etkisi yaratıyor. Sımsıkı tuttunduğun sahte gerçekliğin alt üst oluyor. Bazı şeylerin alt üst olması, kötü olacağı anlamına gelmez. Şems-i Tebrizi 'Düzenim bozulur hayatım alt üst olur diye endişe etme nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmadığını demiş' derken ne güzel demiş. Elizabeth'in mutluluğu tamamen önyargılarının alt üst olmasından sonra gerçekleşiyor.
Yatırım tavsiyesidir.
