Hayata ancak “yukarı doğru hareketlilik” olduğu sürece bir değer biçen, maddi kazanımlar açısından yukarılara çıkmayanları, kolayca kaybedenler hanesine yazan bir dünyada, insan ilişkileri kokuşmaya başlar.
Günümüzde artan refah ve özgürlüğe karşın, bir bedel olarak, sosyal ilişkilerimizin niceliğinde ve niteliğinde azalma yaşıyoruz. Daha çok kazanıp daha çok harcıyor, fakat diğer insanlarla daha az zaman geçiriyoruz. Gittikçe yalnızlaşıyoruz.
Edebiyat denildiği zaman şu anlaşılır: Söz ve manayı, yani insan dimağında yer eden, her tür bilgileri ve insan karakterinin en büyük duygularını, bunları dinleyenleri veya okuyanları, çok alakalı kılacak surette söylemek ve yazmak sanatı.
Demet dergisinde şöyle yazılmıştır: “Meramımız, Osmanlı kadınlığının terakkisinde şu suretle Osmanlı medeniyetinin tealisine (yükselmesine) hizmettir. Çünkü biz, mutekidiz (dini bütünüz) ki bir millette kadınların tarz-ı hayatı ve seviye-i efkâr (düşünce düzeyi) ve hissiyatı o milletin mir’atı terakkiyesidir (ilerlemesinin aynasıdır).