Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Devlet gerekli midir? Kime hizmet eder?
Lenin bu kitabı Ekim Devrim'nden hemen önce, 1917 yılının ağustos ve eylül aylarında, sürgündeyken, Finlandiya 'da bir köyde kaleme almış. Kitabın yazılış zamanı manidardır, çünkü çarlık yıkılmış fakat kerensky hükümeti Çarlık 'in yerini almıştır. Bu sefer başka bir sınıf çöreklenmiştir halkın üzerine. İşte, bu amaçla, Lenin, Marksist ilkelerin dokusunu bozan oportünistlerin devlet kavramını yuceltmesi üzerine, onlara bir cevap niteliğinde yazmıştır.
Lenin, Marx ve Engels' in alıntıları eşliğinde, devletin olduğu yerde, sınıf çalışmalarinin olmasının doğal olduğunu, devletin daima güçlü bir sınıfı temsil ettiğini, sürekli ordusu ve polisi olan bir devlette, bir sınıf çıkarına emeğin daima ezildigini yalın bir dille anlatıyor.
Marksist öğretide ise, sadece proletaryanın iktidara gelmesinin yeterli olmadığını, mevcut burjuva diktatörlüğünün kırılıp parcalanmadikça hedefe ulasilamayacaği belirtiliyor. 1871 Paris komününün değerleri üzerinde duruluyor.
Benzer kitaplar, meraklıları tarafından zaten okunuyor. Benim tavsiye edeceğim kitle hiç bu topa girmemiş okurlar. Okuyun efendim, beğenmezseniz, harcadığınız zaman benim ömrümden gitsin.
1917 Ekim Devrimi öncesi Rusya'da gelişen kapitalizmin yarattığı sömürü ve sefaleti anlatır. Gorki, işçilerin ve köylülerin yaşadığı zorlukları genç bir işçi olan Pavel ve onun annesin gözünden anlatır.
"Suyu Arayan Adam" otobiyografik bir eser. Şevket Süreyya Aydemir, 1897'de Edirne'de doğmuş. Doğduğunda Osmanlı-Yunan Savaşı varmış. Ardından 1908 Jön Türk Devrimi ardından 1914 I. Dünya Savaşı başlamış. Bu savaşta cepheye gitmek için kendi adını yazdırmış. O sırada on sekiz yaşında bir genç. Şevket Süreyya, milliyetçi bir genç, Turan ülküsü peşinde koşuyor. Bu amaçla savaş sonrası Kafkaslara , Azerbaycan'a gidiyor. 1917 Ekim Devrimi'nin hemen sonrası. Buradaki sosyal ve siyasi çalkantılara da tanık oluyor. O dönemdeki çok önemli Rus devrimcilerini, önderlerini onun gözünden de görmüş oluyoruz. Yazar orada kaldığı süre içinde sosyalizmi öğreniyor ve milliyetçi fikirleri geçici de olsa değişiyor. Cumhuriyet'in ilanından sonra Türkiye'ye döndüğünde yazdığı Marksist yazılar nedeniyle hapis yatıyor. Zamanla eski fikirlerine geri dönüyor. Devlet kademelerinde önemli görevler yapıyor. Cumhuriyetle beraber ülkenin içinde bulunduğu durum, gösterilen çabalar, yapılan planlar yine yazarın gözünden aktarılıyor. Tarihe tanıklık eden önemli bir eser.
Rusya ve Ruslar'ı okuma sebebim kendi köklerim idi.
Sanıyoruz ki! Sadece bizde var. Monarşi elbette bütün dünyada aynı zaman diliminde yıkıldı. Elbette kolay olmadı. Her toplum kendince bedeller ödedi. Tabi Rusların bedelleri ayrıca değişik :)
Rusya I. Dünya Savaşı'nı savaşmaktayken monarşiden hoşnut olmayan Bolşevikler işçi ve köylü kitlelerini yanlarına alarak 1917 yılında Ekim Devrimini
Ana - Gorki
Maksim Gorki'nin iz bırakan ve derinden etkileyen bir eseri ile bugün sizlerleyim.
Heyecanla ve inanılmaz duygu seli ile okudum.
Bir annenin oğlunu anladığı ve arkadaşları ile yanında olduğu muhteşem bir devrim mücadelesi.
1917 Ekim devrimi öncesi Rusya'da yaşanan olaylar örgüsü. Kapitalizmin doğurduğu sömürü ve sefalet içinde inançlarından asla vazgeçmeyen insanlar.
Pavel genç bir işçidir. Fabrikada çalışan sömürülen tüm insanlığı uyandırmaktır tüm çabası. Pelageya ( Ana ) oğlunun yanında, arkasında verir mücadelesini.
Oğlunun düşüncelerini savunan bir anne ve politik savaşın içinde yaşadıklarını okurken sizde ruhunuzun en derin noktalarında hissediyorsunuz.
Alıntılarımıza geçelim mi?
Yeryüzünün ne zengin olduğunu, ne çok şaşılası şeyler bulunduğunu bir bilseler, öylesine mutlu olurlar ki. Hem bütün bu şeyler herkesin, ve herkes de bütün bu şeylerin, öyle değil mi? Syf 212
Ve bekleyişin verdiği kaygıyla heyecanlanan ruhunda, derinden derine zayıf ama canlı bir umut alevi parlıyordu. Syf 128
İnsan kendi sopasını yiyince daha az acı duyar. Syf 104
Biz kadınların sevgisi saf değildir. Biz sevmeye gerek duyduğumuz şeyleri severiz. Syf 88
Ruhum, terkedilmiş, kör, sağır bir ev gibi kapalı Syf 88
İnsanı ancak akıl özgürleştirir. Syf 56
Sayfa sayısı 351
Yayınevi Oda Yayınları
9.basım Ağustos 1990
Seni Uzaktan Sevmek Aşkların En Güzeli Felice Bauer
Kitap, Franz Kafka’nın Felice Bauer’e 1912 yılının Eylül ayında başlayıp 1917 yılı Ekim ayına kadar yazmayı sürdürdüğü mektuplardan oluşuyor.
Kafka Felice ile en yakın dostu Max Brod’un babasının evinde tanışır. Bir araya gelerek vakit geçirmek yerine neredeyse tamamen mektuplaşma ile süren beş yıllık bu ilişki, Kafka’nın verem teşhisini
