Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünya emekçi kadınlar günü
Dünya Emekçi kadınlar günü Amerikan Sosyalist Partisinin 28 Şubat 1909 tarihinde New York’ta bir kadınlar günü düzenledikten sonra, 1910 yılında Uluslararası Kadın Sosyalist Konferansı tarafından her yıl “Kadınlar Günü” olarak düzenlemesini önermiştir. 1917 Ekim devrimiyle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği kurulmuş, kadınlar oy kullanma hakkı kazandıktan sonra 8 Mart Dünya Emekçi kadınlar Günü olarak demir perdede kutlanmaya başlamıştır. 1967 yılında Feminst hareket tarafından benimsenen Kadınlar Günü, 1975 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kutlanmaya başlamıştır. Tüm dünya kadınlarının günü kutlu olsun.
Bugüne kadarki deneyimler de, devrim mücadelesi yürütenlerin çok farklı hedefler ve yöntemler belirleyebileceğini gösteriyor: (1) Silahlı mücadele yürüterek mevcut iktidarın devrilmesi, devletin tümüyle ele geçirilmesi (tek partili bir rejimin kurulması) ve toplumsal devrim sürecinin başlatılması. (Örneğin Çin ve Küba devrimleri.) (2) Silahlı
Reklam
Mayakovski (1893-1930)
1917 Ekim Devrimi’nin şairi olarak tanınan Mayakovski, Rus Devrimi’nin sanat alanındaki yansıması olan “Futurizm Akımı”nın öncüllerindendir. Nazım Hikmet’in şiirine de önemli izler bırakan Mayokovski, insanların devrim idealleri karşısındaki inançsızlığı ve umutsuz aşkları nedeniyle 14 Nisan 1930’da Moskova’da intihar etmiştir. Ölümünün ardından şairin ceketinden çıkan son mektupta şunlar yazmaktadır: Hepinize!.. İşte ölüyorum. Kimseyi suçlamayın bundan ötürü. Hele dedi- kodudan, unutmayın ki, merhum nefret ederdi. Anacığım, kardeşlerim, yoldaşlarım! Bağışlayın beni. İş değil bu, biliyorum (kimseye de öğütlemem), ama benim için başka bir çıkar yol kalmamıştı.
Sergei Yesenin (1895-1925)
Mayakovski’nin izinden giderek 1917 Ekim Devrimi’nin ateşli savunucuları arasında yer alan Yesenin, Ekim Devrimi ardından rejime yönelik eleştirileri nedeniyle sansüre uğradı. İçkiye olan bağımlılığı ve kadınlarla olan sorunlu ilişkisi nedeniyle psikiyatri tedavisi görmek için bir aylığına akıl hastanesinde kaldı. Noel için hastaneden çıkarılan Yesenin, 27 Aralık 1925’te Moskova’daki İngiltere Oteli’nde odasında kendini asarak intihar etti. Cesedinin yanında, intiharından bir gün önce bileklerini kesip kendi kanıyla Mayakovski’ye yazdığı veda şiiri bulundu: Elveda Dostum Elveda Elveda sevgili dostum, elveda, Sen kökleri içimde uzanan. Ayrılık yazılmış alnımıza İlerde gene karşılaşırız inan. Elveda dostum, el sıkışmadan Sessizce. Ne keder, ne tasa gerek: Ölmek yeni bir şey değildir bu dünyada Ama yaşamak da yeni bir şey olmasa gerek.
(BENCE) BİLİNMESİ, UNUTULMAMASI GEREKEN KİŞİLERDEN..
KADINLARIN MUAYENE VE TEDAVİ OLMASINA KARŞI ÇIKAN MEBUSLARLA YUMRUKLAŞIP ONLARA DÜELLO TEKLİF EDEN DOKTOR MEBUS EMİN ERKUL BEY yıl 1920 sonları... mondros ateşkes antlaşması sonrasında izmir ve istanbulun işgali sonrası anadolu coğrafyası kelimenin tam anlamıyla yangın
Türkiye yi kuran yöneten Yahudi ler kim?
Siyonizm iki farklı yönde hareket etmiştir: Birincisi... Sion'da (Filistin'de) bir ulus devlet kurma hedefidir. İkincisi ise bilenlerin ancak fısıldayarak dile getirdikleri bir gerçektir. Bütün dünyada bir devrim... Dünyayı Davut ve Süleyman'ın adil yönetimine kavuşturma ideali; enternasyonal sosyalizm... *** Gözlerden hep kaçırılan
Reklam
Yıl 2023. Mescid-i Aksâ halen esaret altındadır.
Bu yıl, 1897 yılında İsviçre'nin Basel kentinde Theodor Herzl liderliğinde toplanan I. Siyonist Kongrenin ve bu kongrede kurulan Dünya Siyonist Teşkilâtının yüz yirmi altıncı yılıdır. Bu yıl, Ekim 1917'de imzalanan ve Filistin'de Yahudilere milli yurt kurulmasına imkân veren Balfour Deklarasyonu'nun yüz altıncı yılıdır. Bu yıl, 1948'de İsrail'in kuruluşuna zemin hazırlayan Birleşmiş Milletler'in 1947 tarihli Filistin'i bölme kararının yetmiş altıncı yılıdır. Bu yıl, 5 Haziran 1967' deki 'Altı Gün Savaşı'nda Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'nin İsrail tarafından işgalinin elli altıncı yılıdır.
Her Müslümanın Ortak Davası Kudüs
Her Müslümanın Ortak Davası Kudüs
Okuma Listem
DÜNYA EDEBİYATI 📚 *HOMEROS İlyada Destanı ✓ Odysseia Destanı ✓ *DANTE ALİGHİERİ Yeni Dünya✓ İlahi Komedya✓
"Sizin dininiz size, benim dinim banadır." Kafirun Suresi 6.ayet
Balfour Deklarasyonu. İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Balfour, 2 Kasım 1917'de Uluslararası Siyonizm Hareketi'nin liderlerinden Lord Rothschild'a bir mektup göndererek Filistin'de Yahudilere bir yurt kurulması çabasının ülkesi tarafından destekleneceğini bildirdi. Böylece Amerika'nın sempatisini kazanmayı amaçladı. Diğer İtilaf Devletleri tarafından da desteklenen bildiri, bölgede kurulacak Israil Devleti'nin temeli oldu. Ingiltere, Arap halkını Osmanlı Devleti'ne karşı ayaklandırmak için özellikle Mekke Şerifi Hüseyin ile birtakım antlaşmalar yaptı. Araplara, Arap Devletleri Konfederasyonu kurmayı vadederek bazı Arap aşiretlerini bağımsızlıklarını elde etmeleri için kışkırttı. daha önce Sykos-Picot Antlaşmasına göre Rusya da bu iki devletle yoldaştı ama Ekim Devrimi'nden dolayı (ülkesindeki iç sorunları) ayrılmak zorunda kaldı daha sonrasında da İngiltere ve Fransa'nın oyununu ifşa etti tabiki, demem o ki şuanda da günümüzde Rusya bizimle yoldaşmış gibi davranıyor ama o kadar da emin olmayalım bence. Ülkelerin yüzyıllar önceki politikaları gördüğümüz üzere halen devam ediyor...
Yazarına Nobel ödülünü getiren bu seri, tarihsel olayları nesnel bir şekilde aktarıyor, yaşadıkları toprakların, dönemin özelliklerini yansıtan güçlü karakterler geliştirerek,bireyin toplumla iliskilerini film izler gibi canlandırıyorsunuz kafanızda. Yeni giren karakterlerle bu kitapta heyecan zirveye çıkıyor.Melehovları merakla takip ederken Gregor,Piyotr derken Bunçuk ve Anna hele ki Anna en sevdiğim karakter oluyor. Kazaklar, karşı safta olanlara sözde bir düşmanlık besliyor gibi gözükseler de, onlar da farkına varıyor değişen dünyanın içinde yaşadıklarını. Safların kıran kırana savaştığı hatta değiştiği bolca kanın aktığı bu ciltte enerji hiç düşmedi. Birinci Dünya Savaşı, 1917 Kerenski Hükümeti dönemi, General Kornilov Olayı ve 1917 Ekim Devrimi'yle, roman kahramanlarının bu olaylardaki duruşlarını sabırsızlıkla heyecanla okudum,her bir karakter beynimde yer etti ve enlerim arasında yerini aldı diyebilirim.
Reklam
1917 Portekiz'de yaşanılan ilginç bir olay
13 Mayıs 1917 günü Portekiz'de, Lizbon'un yaklaşık 150 km. kuzeyindeki Fátima kasabasında yaşayan üç çoban çocuk yağmurlu bir havada yıldırım düştüğü sırada Meryem Ana'yı gördüğünü iddaa etmişlerdir. Her ayın 13. gününde onları görmeye geleceğini söylemiş. Çocuklar bunu kasaba halkıyla paylaşmış ve İrina Mağarası önünde her ayın 13. günü onu beklemeye başlamışlar. Aylar geçtikçe çocukları izlemeye gelen insanların sayısı 70 bine kadar ulaşmış ancak kimse Meryem Ana'yı görmüyor sadece çocukların gördüğü söyleniyordu. 13 Ekim 1917 yılına gelindiğinde çok ilginç bir olay daha yaşanmış ve 70 bin kişinin önünde yine yağmurlu havada Güneş'in Disk gibi hızlıca dönerek denize düştüğü görülmüş ve 70 bin kişi bunu gördüğünü iddaa etmiş. Daha sonraki yıllarda bunu gören 2 çocuk İspanyol Gribi'nden hayatını kaybetmiş. Tek kalan çocuk Lucia bu olayları anılarında yazmıştır. İnsanlar bu olaya o kadar inanmışlar ki Katolik Kilisesi bu olayı bir mucize olarak kabul etmiş ve bugün hala bu kasaba kutsal kabul ediliyor. Bugün Miracle of the Sun diye araştırdığınızda bunun bir doğa olayı olduğunu görebilirsiniz ancak o dönemde binlerce insan bunun mucize olduğunu söylüyordu. Burada önemli olan soru bir olayı merak edip araştırmak mı yoksa sorgulamadan inanmak mı ? İkinci bir soruda bir görüşe binlerce insanın inanması onu doğru yapar mı ?
Ermeni Olayları
1915'te yaşananlar bir soykırım değil, Birinci Dünya Savaşı içinde olup biten kanlı bir hesaplaşmaydı. Bu hesaplaşmada Ermeniler Çarlık Rusya'yı, Kürtler ise Osmanlıyı tercih etti. Ekim Devriminin (1917) gerçekleşmesiyle Lenin Rus ordusunu Anadolu içlerinden çekince Ermeniler de peşi sıra kendi topraklarını terk etmek zorunda kaldılar. Ne var ki savaş süreci boyunca yaşanan çatışmalarda ve tehcir sırasında hem Ermeniler, hem de Müslümanlar büyük kayıplar verdi. Bu dönemde bir milyon Ermeni'nin tehcirinden veya öldürülmesinden söz ediliyor, fakat büyük çoğunluğu Kürt olmak kaydıyla iki milyon Müslümanın Ruslarca ve Ermeni yönetimlerce öldürülmesinden veya göçertilmesinden kimse söz etmiyor. Üstelik Ermeniler tehcir sırasında batılı kuruluşlardan yardım görürken, göçertilen Müslümanlar aç biilaç yollara düşürülmüştü. Onlar da açlıktan, hastalıklardan ve eşkıya saldırılarından nasibini aldılar. Eğer Taşnak Partisi bu savaşı kaybetmemiş olsaydı biliniz ki bugün bir Kürt soykırımından söz ediyor olacaktık. Yani Kürtler yaşadıkları topraklarını tamamen kaybedeceklerdi; çünkü Çarlık Rusya ve Taşnak Partisi Adana'ya kadar durmayacaktı. Olaya bir de bu açıdan bakmakta yarar var; gerçeği bulmak istiyorsak tabi. Eyyüp Altun
Eyyüp Altun
Eyyüp Altun
99 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.