Türkiye’de 2003 yılından bu yana, 18 Mart, “şehitler günü” olarak anılıyor. Bu yüzden Mart ayı geldiği zaman Milli Eğitim başta olmak üzere burjuva ideolojisini üfüren tüm borazanlar benzer hamaset seslerini yüksek perdeden çıkarmaya başlıyorlar. “Şehitler” üzerinden ahlâksızca pompalanan kahramanlık edebiyatı ile emekçileri kapitalistlerin
Dr.Jivago’nun Kehaneti
“Yürüyor, yürüyor ve ˂Ebedi Hatırayı˃¹ söylüyorlardı; söylemelerine ara verdiklerinde ayaklar, atlar, rüzgarın sesi sanki bir nakaratmış gibi ilahi'yi sürdürüyorlardı.”
Boris Pasternak’ın Dr.Jivago adlı romanı bu cümle ile başlıyordu. Roman, müthiş Rusya doğa manzaralarının yanı sıra, 1917 Ekim devriminin yaşandığı
1917 sosyalist Ekim devrimi üzerine yapılmış tarih çalışması. Bu üçlü kitabın 2. Olanı. İlkini bulamadım. Kitabı yeni aldım elime. Bitirince birşeyler yazacağım.
"1879'da Çarlık Rusya'sına bağlı Kazan'da doğar "Sadri Maksudi. Türk" kelimesinin yasak olduğu, "Ben kimim?" sorusunu soran Müslüman Tatarların ise önce İsmail Gaspıralı'nın Kırım'da, İstanbul Türkçesiyle çıkardığı Tercüman gazetesini, sonra da Türklüğü keşfettiği yıllardır.
Kırım'dan yükselen bu Türklük aşkı,
Bu kitap Maksim Gorki'nin en önemli eseri olarak sayılmakta ancak ben diğer kitapları okunmadığım için bu konuda bir şey söyleyemiyorum. Ama bir Rus klasiğine göre sürükleyici ve olaylarla dolu bir kitap olduğunu söyleyebilirim.
Kitap 20. yüzyılın başlarındaki kapitalizmin ortaya çıkardığı sömürüleri ve işçi sınıfının çektiği sefaleti anlatıyor. Yazar, köylü ve işçi sınıfının, burjuva sınıfı tarafından nasıl muamele gördüğünü, genç işçi Pavel ve onun annesi Pelageya Nilovna Vlassov'un gözünden okuyucuya sunuyor.
Oğlunun başını çektiği Çar karşıtı grubu, oğlunun faaliyetleri ve sözleri aracılığıyla benimseyen Nilovna, giderek bilinçleniyor ve herkesin 'Ana' diye bildiği bir karaktere bürünüyor. En az genç insanlar kadar devrim yolunda çabalar sarf ediyor. Bazen bildiriler dağıtıyor bazen de köylüleri bilinçlendirmek için geziyor.
Üst sınıf tarafından daima ezilmiş olan Ana'nın etrafında şekillenen olaylar, 1917 Ekim Devrimi öncesindeki Rusya'nın durumunu gözler önüne seriyor. Bu tarz dünya klasiklerine ilgisi olanların mutlaka okuması gereken kitaplardan.
Herkese keyifli okumalar. :)
AnaMaksim Gorki · Evrensel Basım Yayın · 201628,6bin okunma
Eser, 1917 Ekim Devrimi sırasında yeni mezun bir doktorun kasabaya tayini çıkması üzerine yaşadığı kısa anılardan oluşmaktadır.
Kitabı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan okudum ve kitap 157 sayfadan oluşmaktadır. Bulgakov’un okuduğum ilk kitabı olmakla beraber kitabı seçmemdeki etken ismi olmuştur. Sağlıkçı olduğum ve çalışma hayatına
Rusya'da toprak köleliğinin kaldırılması ardından küçük bir yerleşim merkezine fabrika kurmaya gelen İlya Artamonov ve oğullarının hikayelerinden sonra, fabrikanın bu sakin yerleşim alanındaki toplumsal yaşantıya getirdiği olumsuz etkiler anlatılıyor Gorki'nin bu yüceltilesi romanında, sonra efendim, hikayede eleştirilen köleliğin kaldırılması