Hayatın tuhaflıkları giderek daha da üstüme geldiğinde hemen kitaplara sığınıyorum.
Sayfa 122 - KronikKitabı okuyor
Neticede hayat, bir öğrenmeler manzumesi..
Sayfa 100 - KronikKitabı okuyor
Reklam
Türkiye karnından konuşanların ülkesi.
Sayfa 69 - KronikKitabı okuyor
Geldik ve gidiyoruz ama bir yandan da anlam arayışı aslında bitmiyor.
Sayfa 33 - KronikKitabı okuyor
Gündelik yaşamın, insanı besleyen de bir dedikodusu var. Aktüalitesi var.
Sayfa 36 - KronikKitabı okuyor
Reklam
...cümlelerin bir çeşit sayıklama gibi dökülmesine müsaade etmek gerektiğine inanıyorum.
Sayfa 41 - KronikKitabı okuyor
Geçmişimi, belki yolumu bulurum diye, Hänsel ile Gretel'in kurda kuşa yem olan ekmek kırıntıları gibi arkamda ufalamıştım.
"gün akşam oldu" diyorum. Ekmek kırıntıları atıyorum kuşlara,
Reklam
Gemi batabilir diye yola çıkmamak?
Sen bir kaptansın. Her türlü hal var, başına her türlü şey gelebilir, gemin batabilir. Peki, gemi batabilir deyip seyir defterini yazmayan bir kaptan olur mu? Sen işini yapacaksın
Sayfa 145 - Kronik, Ercan KesalKitabı okudu
296 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
Zümrüdüanka!
Akademik yayınlarla içli dışlı olarak geçen uzun bir süreden sonra beni içine çeken bir roman oldu. İlk sayfalardan itibaren Neylan'ın yaşadıklarını ta içimde hissettim. Onun katarsis yolculuğunda ise adım adım kendisiyle ferahladım, nefes aldım. Yeri geldi çok kızdım ona, yeri geldi çok üzüldüm. Ama anladım onu. Canımı çok acıtan bir sahneyi de yazmadan geçmek istemiyorum: Neylan ve Levent pygmalion etkisi üzerine konuşurken Neylan, Levent'in kendisine nasihat ettiğini sanıyor. Oysa Levent yeni açacağı sergisinin içeriğinden bahsediyor. Satır arasında bir cümle ama beni çok etkiledi. Kadının, narsist bir âşık karşısındaki umut kırıntısı.. *** Yazarın kalemi çok güçlü. Altını çizmek istediğim, "Dur bir dakika!" deyip üzerine düşünmek istediğim çok cümle oldu. Hatta pek çok! *** İşin teknik kısmına gelince ise güzel bir kurgu ancak tahmin edilebilir. Yazarın ortaya attığı ekmek kırıntıları, aslında "uzak bir masal"ın şifresini çok erken ele vermiş. Yanı sıra roman kişilerin hepsinin aynı üslupla konuşması da gerçekliği zedelemiş. Doğu topraklarında ikamet eden kişilerin muntazam bir İstanbul Türkçesi ile konuşması yapay kalmış. Sadece Şeyh ve Ebe kadın beni kendisine inandırdı. Bununla birlikte anlatının içinde farklı disiplinlerin ustaca yerleştirilmiş olduğunu söylemek de gerekir. Resim, heykel, psikanaliz güzel bir tat katmış. Bunu seviyorum. Bir kadın olarak, bir kadının küllerinden yeniden doğuşuna şahit olmak güzel bir yolculuk oldu benim için. Önyargılı başlasam da elimden bırakmak istemediğim bir roman oldu. İrem Hanım'ın takipçisi olacağım:)
Uzak Bir Masal
Uzak Bir Masalİrem Uzunhasanoğlu · Doğan Kitap · 2023194 okunma
Bakınız.! Yazdıklarımı iyi düşününüz, parça! bütünün habercisidir. Ekmek kırıntıları bizi ekmeğe götürür. Neyden başlamak istiyorsak; parçadan, kırıntıdan başlayalım, eminim sonuca varacağız...! Anonim.
Her sabah pencerenin kenarına konan kuş artık gelmez olmuştur. Bayat ekmek kırıntıları, alıngan bir kuşun geride bıraktığı son parçalardır. Kim bilir hangi hoyratlığına alınıp gitmiştir buralardan? Birkaç sabah daha merakla pencerenin kenarına baktığınızda, kırıntılar hâlâ oradaysa, küçük bir iç buruntusu hepsi o kadar… Bir kuş giderken neler
Üzerinde ekmek kırıntıları olan pekmez gibiyim bana tiksinerek bakıyorlar ama bu onların eseri.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.