Sahip olmanın suçundan ve ekonomik rekabetin yükünden arınmış bir çocuk, yapılması gerekeni yapma iradesi ve bunu yaparken coşku duyma yeteneğiyle büyüyecektir. Kalbi karartan, gereksiz çalışmadır. Emziren annenin, eğiticinin, başarılı avcının, iyi aşçının, becerikli ustanın, gereken işi yapan ve iyi yapan herkesin sevinci - bu kalıcı coşku belki de insan yakınlığının ve bir bütün olarak toplumsallığın en derin kaynağıdır.
UYKU VE ALZHEIMER
Gelişmiş ülkelerde en korkulan iki hastalık demans ve kanserdir. İkisi de yetersiz uykuyla bağlantılıdır. İkincisine uykusuzluk ve beden konulu bir sonraki bölümde değineceğiz. Beyne odaklanan ilki ne gelince, uykusuzluk Alzheimer olup olmayacağınızı belirleyen kilit yaşam tarzı faktörü olarak kabul görme yolunda hızla ilerliyor. İlk kez 1901 yılında Alman doktor Aloysius Alzheimer tara­fından saptanan hastalık yirmi birinci yüzyılın en büyük kamu sağlığı ve ekonomik zorlukları arasında yer alıyor. Dünya üze­rinde 40 milyondan fazla insan bu yıkıcı hastalıkla boğuşuyor. İnsan ömrünün uzaması sayının hızla artmasında etkili olsa da toplam uyku süresinin kısalmasının rolü de çok büyük. Bugün altmış beş yaşı üstü her on yetişkinden biri Alzheimer hastası. Teşhis, önlem ve tedavide ilerleme sağlanmadığı sürece bu hızlı artış devam edecektir.
Sayfa 185 - Pegasus Yayınları: 1. Baskı: İstanbul, Şubat 2019 - İngilizceden çeviren: Sevinç Seyla TezcanKitabı okuyor
Reklam
Farklı yerlerde ve birbirinden çok farklı konumlardaki insanlar kendilerine “Neredeyiz?” diye soruyorlar. Soru coğrafyaya değil, tarihe yönelik. Bu yaşadığımız nedir? Nereye sürükleniyoruz? Yitirdiğimiz nedir? Gerçekleşebilir bir gelecek vizyonu olmadan yaşam nasıl sürdürülür? Tek bir insan ömrünü aşan tüm perspektifleri neden yitirdik? Bankada kabarık hesapları bulunan uzmanlar, yanıt veriyorlar: küreselleşme, postmodernizm, iletişim devrimi, ekonomik liberalizm. Bu totolojik terimlerle, sorunun içinden ustalıkla sıyrılıyorlar. “Neredeyiz?” kaygısına karşılık, uzmanlar mırıldanıyorlar: “Hiçbir yerde.”
Kader, insanı bazen yaralayarak, bazen hasta ederek, bazen saadetini bozarak, ekonomik sıkıntılarla, işsizlikle ve benzeri sorunlar aracılığıyla başka birtakım felaketlerden kurtarmaktadır. Kader, insanı faydalı musibetler, anlamlı olumsuzluklar ve hikmetli kederlerle meşgul eder. İnsan da bunlardan kaçmak ve bir an önce kurtulmak için çırpınıp durur. Kur'ân-ı Kerîm'de, "Şer gördükleriniz hakkınızda hayır olabilir" buyrulur (Bakara, 216).
Sayfa 143Kitabı okudu
Pandemi, savaş, ekonomik krizler insanın ruhunu daraltıyor ama ye's üzere olan bir insan eyleme geçmekte de zorlanıyor, kendini dünyaya daha fazla kapatıyor, her şeye ve herkese küsüyor. Halbuki bize sıkıntıyı aşacak bir eylem lazım. O da ancak umutla ve sabırlı oluyor. Cenab-ı Mevla bizi bu dar zamanlardan çıkarsın diye niyaz edelim. Kemal Sayar
Sayfa 90 - Turkuvaz Kitap/ 2. Baskı: Eylül, 2023Kitabı okuyor
525 syf.
·
Puan vermedi
·
47 günde okudu
Samuel Huntington'ın Medeniyetler Çatışması ve dünya düzeninin yeniden kurulmasına buna karşılık anti-tez görüş olarak ortaya atılmıştır. Fakat zaman Huntingtonı haklı çıkardı. Bunun dışında Dünya ekonomik forumunun kurucusu Klaus Schwab'ında danışmanlığını yapan Yuval Noah Harari'nin yazdığı geleceğe yönelik tezler Fukuyama'nın görüşlerini rafa kaldırmıştır. Yine de haklılık payı var. Göz gezdirmek te fayda var.
Tarihin Sonu ve Son İnsan
Tarihin Sonu ve Son İnsanFrancis Fukuyama · Profil Yayıncılık · 2015163 okunma
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.