"Bir gün daha geldi geçti işte. Aklımda yalnız bu düşünce var. Bir gün daha geldi geçti işte. Bu durumda başka ne düşünebilirim ki? Burada, kalabalık ofisteki cam kenarı masamda, ham bir insan heykelinden farksızken bundan başka ne gelebilir aklıma? Önümde güzel günler olduğunu söyleyenler mi? Daha birkaç saat önce, öğle tatilinde Ahmet söyledi bunu bana. Önümde güzel günler varmış. Sen nereden biliyorsun Ahmet dedim, yanıt vermedi, bakışlarını kaçırdı, gülümseyerek biliyorum işte dedi. Biliyorum işte. Bu kadar. Şimdiyse tam karşımda. Telefona sarılmış hararetli bir görüşme yapıyor. Kim bilir kime ne anlatıyor. Onlara da önlerinde güzel günler olduğunu söylüyor olabilir mi? Biri Ahmet'i durdurmalı. Sağda solda insanlara bu şekilde ümit vermesi engellenmeli. Kimileri acı çekmeli çünkü. Kimileri intihar etmek istemeli ki bu düzen sürüp gitsin. Ütü yapmak, her gün sokağa çıkmak, sağa sola bakıp bir yerden bir yere koşuşturup durmaktaki anlamsızlığın farkına varmalılar; kimsenin onları anlayamayacağını bile bile kendilerini ifade etme isteğiyle yanıp tutuşmalı, yanmalı, yakmalı, çalıp çırpmalı, aç ve açıkta kalmalılar. Yok. Hayır. Kendimi kontrol edemeyeceğim. Kalkıp Dur Ahmet diye bağıracağım. "
"Biri diğerinden farksız gazetelerin magazin sayfalarından fırlamış gibiyiz hepimiz. En önemli, en zeki, en popüler, en, en, en... Caka satıyoruz sağa sola. Kibrimizden yanaşılmıyor yanımıza. Bir karınca kadar değerimiz yok oysa."
Bir Alış Satıcı Gönül
Düştüm bir öylesi çekilmez derde,
Ne ölümü düşünürdüm, ne yaşamak korkusu
Ne sır aradım her şeyde, ne gariplik var serde,
Ne kara sevda, ne sevmek ne sevilmek arzusu
Artık her şarkı dokunur bana bu şehirde.
Hasret nedir bilmezken o kadar
Şimdi, her an, her yerde gurbetteyim.
Çünkü daha görmediğim güzellikler var,
Öyle bir yürek koymuşlar ki içime neyleyim,
Her yere gönlümü vermeden geçemem dostlar!
Ben deli miyim bilmem mi neler ettiğimi.
Bir han köşesinde yatmayınan Kerem diyorlar,
Ne bu tuhaf insanlar derdini dökmeyinen
Çaresiz derde bulunmaz merhem diyorlar.
Ah... Bir alış satıcı gönlüm var gezer çarşı çarşı,
Başım güneşe düşmüş yanmayı öğrenir.
N'olur böyle duradursun cama güneşe karşı,
Gönül her yerde bir kardeşim güzel her yerde bir ...
1.Kuldan sana lâyık n'ola
Aşık seni kanda bula
Meğer senden ihsân ola
Ya Rabbena Ya Rabbena
Senden kerem senden atâ
2.Suğrà senin kübrâ senin
Ülâ senin uhrâ senin
CANDIDE'İN BAHÇESİ
Bir çocuk gördüm,ağlıyordu.Çünkü evlerinin kapıcısının oğlu ölmüştü.Ana-babası önce
bıraktılar ağlasın, sonra sıkıldılar bundan. “Niye ağlıyorsun?” dediler. “Senin kardeşin değil ki
o!” Çocuk gözyaşlarını sildi.Korkunç bir şey öğrenmişti: Demek ki, yabancı bir çocuk için
ağlamak gereksizdi!Peki ama, kardeşi için niye