Kendini varoluşsal işlevlerden arındırmış bir insanın tüm dikkati, ilgisi, özeni ise kendine döner. İlgisini kendi benliğine çevirdiğinde, kendini yüceltme süreci başlar ve paradoksal bir biçimde tam da bu anda kendini bir metaya dönüştürür. Çünkü, benliğini yüceltmek için kendisini "pazarlamaya" başlar. Artık yaşam gücünü en fazla kar getirecek yatırım olarak görmekte, "kişilik pazarı"nda yerini almak için çabalamaktadır.
Hayat bu dünya ile sınırlandırılıp ölümle kesintiye uğradığınd,a kar ve sonuçlar da bu dünyada sınırlı hale gelir ve her şeyin mutlaka bu dünyada elde edilmesi hedeflenir. Modern insan kendisini kendisinden, diğer insanlardan ve kainattan koparmıştır. Artık tüm dileği, hünerlerini, bilgisini ve kendisini yani "kişilik paketi"ni alışverişin karlı olmasını isteyen kendisi gibi biriyle mübadele etmektir. Dünyevi uğraşların ilkeleri, fark edilme ve kendini övme, kutsama, tüm kusurlardan azade kılmadır. Yaşamın ilerlemekten başka bir amacı, karlı bir alışverişten başka ilkesi, çoğaltmanın dışında doygunluğu yoktur. Bu karlı alışverişe engel olacak her türlü ilke ve inanç bertaraf edilir.