Ben sadeliği, nezaketi ve aklıselimi savundukça; hayat karşıma hokkabazları, sirk maymunlarını ve ekseriyetle madrabazları çıkartıyor, çözemiyorum bu denklemi…
Türkler, bütün menfaatlerini, ekseriyetle sakin oldukları öz Türk topraklarında bir Türk Devleti olmakta görüyorlar.
hele iftira edildiği gibi fütfıhat heveslerinden azadedirler,
Sayfa 62 - Milli Eğitim Basımevi - İstanbul 1970Kitabı okudu
Livaneli'nin bilgi birikimine, bunu aktarmasina ve yorumlama gücüne bir kez daha hayran kaldım. Yönünü, ekseriyetle batıya dönmüş bir milletin; cinayet işlemek için dahi batıyı tercih etmesiyle başlayan. Doğuda var olan sorunları usta bir kalemle okuyucuya aktaran yazar. Batı'nın keşmekeşini öteki yüzünü de aktarmayı ihmal etmemiş. En nihayetin de insanın kendi gücünün farkına varıp özgürlüğünü ve bu özgürleşmeyle gelen " mutluluğu" eserinde açık bir dille aktarmıştır.
~bir insan kendini asacaksa en uygun yer olmalıydı bu izbe.
~onlar insandi, kendisi ise suçlu.
~Bırak hayat bir nehir gibi aksın; olumlu düşün ki her şey olumlu olsun; dünyadaki kötülüklerin kaynağı olumsuz düşünmektir.
~ ölmediğin sürece yaşam devam edip gidiyordu. Ne yediğin, ne giydiğin, her yerde olduğu gibi dağ başında da önemliydi.
~ Tanıdığı herkesin onun ölümünü beklemesi, karşı koyamayacagi kadar ağır bir sorumluluk yüklüyordu Meryem'in omuzlarına.
~ hayat bazı şeyler için çok kısa ama bırakıp giden, kafayı yemiş bir kocayı unutmak için fazla uzun.
~ beni öyle çok izbeye kapattılar ki
~ evinden kovulmayi anlayamiyordu Meryem!
~ demek ki coğrafyanın zorladığı yerlerde kurallar işlemiyordu.
~ kötülüğün karşılığı ona eşit kötülüktür.
~ insanoğlu, çevresindeki koşullara uyum göstererek hayatta kalma becerisine sahip bir bukalemundu.
~insna insanın zehrini alır.
~ kısacası azizim, insan insan olarak yaşamalı, eşek eşek olarak.
Bugün, ister ülkemizde, ister bir başka İslâm ülkesinde ve isterse herhangi bir gayr-i müslim ülkesinde yaşayan bir Müslüman için marketlerin raflarını dolduran gıda maddeleri önemli bir farklılık arz etmemektedir. Hemen hemen hepsinin etiketlerine bakıldığında "içindekiler" başlığı altında ekseriyetle manalarını bilmediği, kelimeler ve işaretler yer almaktadır...
Psikanalitik düşünce aşısından ise depresyon, ekseriyetle düşünmede ve dışkılamada güçlük ve zayıf psiko-motor etkinlikle kendisini gösteren klinik bir sendromdur. Depresyona girmiş kişilerde, dış dünyaya dönük ilgide bir azalma ve öz-eleştiride bir artış, yani sürekli bir pişmanlık ve suçluluk duygusu söz konusu olur ... kişinin kendi kendine saldırması gibi düşünülebilir. Depresyonda büyük bir öfke söz konusudur, kişinin kendisine yöneliktir bu ama aynı zamanda dışarıya da yönelebilir.
Günümüzde insan olmak, ekseriyetle toplumsal durumlara hassasiyet göstermekle eş tutulmaya başladığı için, biz de insanlığımızı çok daha ulvi amaçlar için sandıklarda bekletiyoruz gerektiğinde sosyal medyada gösterilmek üzere.
Eyüp Sultan!... bu belde-i emvât bir dâru's-serairdir. Onun tarafeyni, mezar taşlarıyla aralanan, alçacık damlı, köhne, evlerle muhât daracık sokaklarında, İstanbul'un sair mahallâtı halkından, her hususta tamamen farklı, tamamen başka bir cihan yaşar.
Ölüler arasında otura otura alem-i gayba, derin bir itikad ile merbût olan ora sekenesinin hissiyyatını okşayacak her türlü esbab o dar sokaklar içerisinde mevcuddur. Sıtma bağlayanlar, sarılığa siyile karşı nefes edenler, esrâr-ı gaybı keşf eyleyenler, büyü yapanlar hülâsâ sâfiyet-i beşerden müstefîd olarak te'mîn-i maîşet kılanlar ekseriyetle o semtte mekan tutarlar.
Malum, aceleye gelmiş tanışıklıklar, ekseriyetle aslında hiç tanışılmadığının fark edilmesiyle noktalanır. Güzel şeyler hızla, doğru ve emniyetli olanlarsa zamana yayıp bekleyerek yaşananlardır.
Sayfa 57 - Doğan Kitap - Edebiyat/RomanKitabı okudu
Ekseriyetle çok mutsuzduk, etrafımızdaki insanların çoğu da aynı durumdaydı. Sürekli eğlendiğimiz zannı içerisindeydik fakat çıplak gerçek şuydu ki aslında hiç de eğlenmiyorduk.