200 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Söyleme Bilmesinler- Şermin Yaşar
Kitapta her karakterin sırası geldikçe söz alması ve karakter her söz aldığında hikayenin derinleştikçe kalp sızısının artması. Toplumu oluşturan bireyler, uzaktan izlediğimiz mutlu hatta musmutlu aileler gerçekten mutlu mu? Yok mu herkesin bir kalp sızısı. Yaşlının derdi olmaz mı unu eledi eleğini astı diye? Gencin derdi olmaz mı sağlığı yerinde ayakları yere basıyor diye... Bazen hep bir eksik parça vardır insanın zihninde. Yapbozun bir parçası yoktur da sanki diğer bütün parçalar da onsuz eksik kalmış gibi hissederiz. Kilit parçadır çözülemez bir türlü bulmaca. Bir gün o taş gelir yerini bulur ve işte öyle çözülür tüm düğümler. Sanki iyi bildiğimiz bir ailenin itiraflar kitabı gibi değil mi sizce de? En yakınımızdan en içimizden en bizden okurken can yakan ama bir o kadar da sımsıcak saran bir kitap. Bana göre kitabın tek eksik yönü Z kuşağı olma ihtimali yüksek torunlara da söz hakkı tanınmalıydı. Onların bakış açıları onların duyguları da yansıtılmalıydı. Belki de sevgili Şermin Yaşar bunu başka bir kitaba saklamıştır :) Yani olsa bir devam kitabı kesinlikle okunur. Akıcı, enfes, dinlendirici ve sürükleyen bir kitap.
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20233,869 okunma
“Sen ve ben Young taşının birer parçası gibiyiz, Victoria. Birbirimizden tamamen farklı olmamıza rağmen içimizde birbirimize ait parçalar var. Yan yana geldiğimizde bir laneti ortadan kaldırabilecek kadar güçlü ve uyumlu olduğumuzu biliyorum. Eksik kalan parçam sen geldikten sonra tamamlandı.”
Sayfa 236Kitabı okudu
Reklam
115 syf.
·
Puan vermedi
Kelimelerin büyülü dünyasında bir yolculuğa çıkmak ister misiniz ? "Gidenler hatırlamaz, kalanlar unutmaz asla. Bazen sebepsiz, bazen anlamsız gidişler. Geride kalanlara dair hatırlanan tek şey hatıralardır aslında. Geriye hatıralar kalır, yaşanmışlıklar ve yaşanmamış olanlar." Bizi Hatırla'da uzun ve kısa şiirlerin yanısıra
Bizi Hatırla
Bizi HatırlaHasan Karataş · Lora Yayıncılık · 20248 okunma
"Sen ve ben Young taşının birer parçası gibiyiz, Victoria" dediğinde kaşlarımı çattım. " Birbirimizden tamamen farklı olmamıza rağmen içimizde birbirimize ait parçalar var. Yan yana geldiğimizde bir laneti ortadan kaldırabilecek kadar güçlü ve uyumlu olduğumuzu biliyorum." Sağ elimi bırakıp parmaklarını yanağıma koydu. Yüzümü okşarken " Eksik kalan parçam sen geldikten sonra tamamlandı" dedi.
Sayfa 236 - William scottKitabı okudu
830 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İtiraf Ediyorum (2011), Jaume Cambre tarafından kaleme alınmış anlatım tekniği gereği okuru yoran ancak bir kere tadına vardığınızda elinizden bırakamayacağınız bir eser. Bu zorlu eserin Türkçe’ye çevirisi ise 2015 yılında Suna Kılıç tarafından başarıyla yapılmıştır. Öyle ki romanı okurken çevirmenin metindeki rolünün önemini daha iyi
İtiraf Ediyorum
İtiraf EdiyorumJaume Cabre · Alef Yayınevi · 2015174 okunma
192 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Her suret göründüğü gibi, her iz kalıcı, her gölge senin değildir!
Gürgüler Apartmanı ve içinde yaşayan, yaşayanlarla teması olan insanların da hikayeleri ile bütünleşen acıklı bir aşkın içinde kendi distopyasını taşıyan bir apartman. Her bölümde bir sonraki bölümü soluksuz çevirtirken, karşılaştığı kurguyla bağlantısını daha da ilerleyen sayfaların içinde bulabilecek olan okuru sürükleyip aynı zamanda
Suretler İzler Gölgeler
Suretler İzler GölgelerEsra Yüksel · Romanoku Yayınları · 20245 okunma
Reklam
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Bir soy ağacı, bir aile öyküsü; İskender, Cemile, Pembe, Adem, Yunus, Esma, Tobiko ve başkaları… Her bölümde farklı bir kişi anlatılırken eksik kalan parçalar da oturuyor yerine. Bir evladın annesine kölesi gibi davranmasının nedeninin annesinin onu yetiştirme tarzı olması, sevdiğinin ikiziyle evlensen de olmayacağı gibi içerisinde güzel mesajlar olan akıcı bir kitaptı.
İskender
İskenderElif Şafak · Doğan Kitap · 201119,1bin okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Dünyanın En Güzel Şiirine...
Vâreden’in adıyla insanlığa inen Nûr Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır âb-ı hayat En müstesna doğuşa hâmiledir kâinat Ne güzel bir giriş, dünyaya ne güzel bir geliş... Toprağı kirlerinden arındıran o Yağmur için, rahmet vadilerinin
Yağmur
YağmurNurullah Genç · Timaş Yayınları · 20192,374 okunma
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitabın yarısına kadar geldiğimde durup şöyle düşünmeye başladım istediğim şey, eksiklik işte buydu. Kadın komutan rütbece üstün ve bu durumu ustalıkla koruyordu, askeriye de en ufak bir hatanın nelere sebep olacağını önceden görüyor, önlemini alıyor. Nizamı sürekli sağlaması, askerlerin izin mevzularına, nöbet değişimlerine kadar kontrolü hatta yemek öncesi yapılan dua ayrıntısı bile yazarın konuya olan hakimiyeti ve donanımını bana çok güzel hissettirdi. Havada kalan, tekrara düşen bir konu, durum olmaması da ayrıca güzel bir detay… Askeri kurgulara olan ön yargıların kırılması gereken nokta tam da bu bence! Gelelim yorumuma.. Kitap boyunca Mihrem'in geçmişinden parça parça bahsetmesi ölen nişanlısı Miran ve onun ikiz kardeşi olan Mirza ile olan yaşananlar tam bir sır küpüydü.. Çok spoilerden kaçınsamda Amerikalı olan (Marcus) aslında Mirza ile Mihrem'in kürtçe diyalogları, Miran ile Mihrem'in tanışma hikayesi ve Iğdır'a gelmesindeki asıl amaçla burada kendine yeni bir hayat kurma çabası... Hepsini kafamda kurguladığumda hala oturmayan eksik parçalar vardı.. Bir yerlerde derin izler bırakan yaşanılanlar kitabın sonuna doğru bir nebze olsun aydınlansa da finalinde hiç beklemediğim sol vuruş beni darma duman etti. Semih'den beklenmedik yapılan bu atakla Mihrem için yol ayrımına geldiği anda çok üzüldüm hatta kalbim çok kırıldı. Erteleyecek iken devam kitabına siz bu satırları okurken başladım ve yarıladım bile
Nöbet Başında Aşk
Nöbet Başında AşkRabia Gümüş · Parola Yayınları · 202355 okunma
Ona hayranım. Öyle eksiksiz ki! Bu dünyada herhangi bir çeşit kusursuzluğa, dört başı mamurluğa rastlamak zor, öyle değil mi? Bu adam öyle işte. Kendi türünde gerçekten dört başı mamur. Başka herkes eksik, bitmemiş, öyle çok parçaya bölünmüş ki parçalar birbirine uymaz olmuş. Ama O öyle değil. Yekpare bir kaya o. Bazen dünyaya kızdığımda, onu düşünüp avuntu buluyorum. Öcüm alınacak nasılsa, diyorum. Hak ettiğini bulacak bu dünya...çünkü O var.
Reklam
Lakırtanın, lakırtma eyleminin adı: Lakırdı
"Şimdi Mario gibi duvarlara kafa atarak maddiyat toplasın..." Tabi Mario doksan derecelik açıyla sıçrayarak ve sıçrayışı içinde altın saklayan o nadir tuğlayı bulmak adına, yani kendince -veya mahallesince- "doğru" tuğlayı bulmak adına gerçekleştiriyordu. Bu esnada çok sayıda tuğlaya kafa atmak zorunda bırakarak kendini, ya
Kleist
“Eksik olan,” diye yazar, “ bir iletişim aracı. Sahip olduğumuz tek şey bile, dil bile buna yeterli değil, ruhu resme demiyor, bize aktardığı sadece kırık dökük parçalar. Bu yüzden, ne zaman birine içimi açacak olsam dehşete benzer bir duyguya kapılıyorum.”
Sayfa 175 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 19. BasımKitabı okudu
Hayatın Anlamı
3.Kısım Anlam Tutulması Anton Çehov'un Tri Sestry oyunundan şu kısa diyaloğu dü- şünelim: MASHA: Bir anlam yok mu? TOOZENBACH: Anlam mı? (...) Şuraya bak; kar yağıyor. Bunun anlamı ne? Kar bir ifade ya da sembol değildir. Anlatabildiğimiz kada- nyla gök kubbenin kederlenmesinin bir alegorisi değildir. Philip Larkin'in baharı
144 syf.
·
Puan vermedi
ben kore edebiyatinin sadeligini ve akiciligini sevmeye basladim sanirim. normalde sadelik pek bana hitap etmiyor, kitaplardaki karmasayi daha cok severim fakat sadeligi de sevmeye basladim. kitap, bir oturusta bitirilecek bir konuya ve dile sahip fakat bitirdikten sonra sanki film izliyormussunuz gibi butun sahneler en bastan gozunuzun onunden gecip gidiyor ve butun parcalar yerine oturuyor. bu da hosuma gitti. ben biraz daha olay, biraz daha gerginlik bekliyordum fakat bir katilin sogukkanliligina sahipti kitabin isleyisi diyebilirim. ne olacagina duydugum merak sardirdi kitabi. yani bir katilin, kendi kizini baska bir katilden korumaya calismasi ile ayni zamanda onun hastaligiyla da savasini okuyoruz. ki bir katilin varligi ve kizinin tehlikesi elbette ki hastalik icin en yanlis bir zaman. o yuzden daha cok olay bekledim. konusunu epey once gormustum ama kitabi kutuphanede rastgele gorene kadar unutmustum, bu yuzden denk gelince direkt aldim ki umarim boyle bi konu heba olmaz diyordum ve dedigimin aksine de cok oyle heba edilmemis. biraz daha eklenebilirdi bi seyler veya cikarilabilirdi, sanki bir seyler eksik hissine kapildim ama oyle cok kafami da doldurmadi. katilin guncesindeki alintilar da duygusuz bi adami anlayabilmemiz icin tek yoldu ve yazar bence cok yerinde kullanmisti hepsini, pek cok eser de ayni sekilde. dedigim gibi cerezlik ve bir oturusta bitireceginiz, aksiyon filmlerinden alacaginiz zevki tadarsiniz sadece; onun disinda pek de getirisi goturusu yok kitabin bana gore. sadece birkac saat guzel vakit gecirdim. 2024/25.kitap
Bir Katilin Güncesi
Bir Katilin GüncesiKim Young-Ha · Timaş Yayınları · 20213,643 okunma
Ahhh Kleist... Seni o kadar iyi anlıyorum ki!
"Eksik olan" diye yazar, "bir iletişim aracı. Sahip olduğumuz tek şey bile, dil bile buna yeterli değil, ruhu resmedemiyor, bize aktardığı sadece kırık dökük parçalar. Bu yüzden, ne zaman birine içimi açacak olsam dehşete benzer bir duyguya kapılıyorum."
Sayfa 175 - Kültür yayınlarıKitabı okudu