Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir damlacık sudur dünya Ötesi yok budur dünya Metanetsiz karton kale Kağıttan kurudur dünya ༶ Var gibi görünür dünya Yar gibi bürünür dünya Kalpte sinsi kertenkele Ebedi sürünür dünya ༶ Sanki senin baki yurdun El pençe divana durdun Seni ağlayacak kurdun Sahibi sayılır dünya. Y.P
Staline Mektub..
“Möhtərəm Stalin, Qurtuluşum dostlarım üzərində xoş bir heyrət təsiri buraxmışdır. Onlar, təbii, haqlıdırlar. Fəhlələrdən bir çoxu müsavatçı olduqları üçün güllələnmədilərmi? Bu saatlar daxilində, adı çəkilən partiyanın rəisi olmaq hesabilə mənim qurtuluşum bir növ möcüzə imiş. Vaqiənin tərifi, bu təbirə layiqdirsə, insaf tələb edir, qeyd edim ki, bu möcüzənin səbəbi-kəraməti Sizsiniz; çünki keçmiş dostluğu unutmayaraq məni Bakı zindanından çıxarmağa lüzum gördünüz. Moskvada olduğum iki il əsnasında dostluğumuzdan faydalandım. Bəzi məhrumiyyətlərə məruz qaldımsa da bunlar hər kəsin ümumiyyətlə yükləndiyi məhrumiyyətlərdən ibarət olub, mənə aid bir xüsusiyyətə malik deyildir. Əksinə, bəzən elə olurdu ki, bir sıra imtiyazlardan belə faydalanırdım. Bunun üçün Sizə təşəkkür edirəm. Moskvadan ayrılarkən Sizinlə görüşə bilmədim. Çünki Rusiyanı gizlincə tərk etməyə qərar vermişdim. Bu hərəkətimdə Sizə qarşı hörmətsizlik görməyəcəyinizə ümid edirəm. Səfər üçün icazə istəmədim; işin mənfi tərəfini mülahizə etdim. Bəlkə Siz icazə verməzdiniz; o zaman hər nə cür olsa da Rusiyanı tərk etmək haqqındakı qərarımdan tamamilə vaz keçmək lazım gəlirdi. Halbuki bu, mənim üçün mümkün olan iş deyildi. Çünki bu, özümü rədd etmək və əbədi olaraq tam bir fəaliyyətsizliyə məhkum etmək demək idi. Eyni zamanda bu, Rusiyada cərəyan edən hadisələrin və hüsulə gəlməkdə olan halın dilsiz bir müşahidi qalmaq olardı.
Reklam
Gazel 371
1.Nâm u nişâne kalmadı fasl-ı bahârdan Düşdi çemende berg-i dıraht itibârdan Bahar mevsiminden ne bir ad ne de bir iz kaldı. Artık kırlarda, ağaç yaprakları itibardan düştü. 2. Eşcâr-ı bâg hırka-i tecrîde girdiler Bâd-ı hazân çemende el aldı çenârdan Bahçenin ağaçları (bir derviş gibi) soyutlanmışlık hırkasına büründüler. Sonbahar
Ey bîçareler! Bu dünya bir misafirhanedir. Her günde otuzbin şahid, cenazeleriyle "El-mevtü hak" hükmünü imza ediyorlar ve o davaya şehadet ediyorlar. Ölümü öldürebilir misiniz? Bu şahidleri tekzib edebilir misiniz? Madem edemiyorsunuz; mevt, Allah Allah dedirtir. Sekeratta Allah Allah yerine; hangi topunuz, hangi tüfeğiniz, zulümat-ı ebedîyi o sekerattakinin önünde ışıklandırır, ye's-i mutlakını ümid-i mutlaka çevirebilir? Madem ölüm var, kabre girilecek; bu hayat gidiyor, bâki bir hayat geliyor. Bir defa top tüfek denilse; bin defa Allah Allah demek lâzım gelir. Hem Allah yolunda olsa; tüfek de Allah der, top da Allahu Ekber diye bağırır, Allah ile iftar eder, imsak eder.
Bâki Yiğit
Türkiye'deki El Kaide yapılanmasını oluşturan beş kişiden biriydi, Usame bin Ladin'le yemek yiyecek kadar yakındı. ITO tekstil mühendisliğinde okuyordu. üçüncü sınıfta bıraktı, 1996'da lngilizce öğretmeni eşiyle birlikte Afganistan'a gitti, beş yıl orada yaşadı, bir yıl Pakistan'da yaşadı, 2002'de Türkiye'ye döndü, 2003'te lstanbul'daki bombalı saldırıları organize etti. Neve Şalom, Beth lsrael sinagoglarıyla, lngiltere başkonsolosluğu ve HSBC bankası genel müdürlüğüne yönelik saldırılarda, 59 kişi hayatını kaybetti, 750 kişi yaralandı. iki ay sonra yakalandı. Yargılandı, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ömrünün sonuna kadar hapiste yatacak zannediliyordu, gündemden düştü. Meğer, 2012'de Suriye'de IŞID saflarında savaşırken öldürüldüğünde anlaşıldı ki... Müebbet kararını temyiz etmiş, deliller yetersiz denilerek, 2010'da tahliye edilmiş, yurtdışına çıkış yasağı bile konmamıştı. Türk Silahlı Kuwetleri'nin şeref madalyalı subaylarını "kaçma şüphesi var" diye yıllarca hapiste tutan sayın adaletimiz, tescilli teröristi "kaçmaz" diye salıvermişti!
Sayfa 287 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Resûlullah'ın Vefatı Esnasında Gösterdiği Sebat
Annemiz Aişe (radıyallâhu anhâ) bize Resûlullah'ın (s.a.v.) şikayetlerinin nasıl başladığı konusunda şunları aktarır: Bir gün Nebi Bakî den bir cenazeden döndüğünde ben baş ağrısı çekiyor ve "Ah başım" diyordum. Bana "Asıl benim ah başım ey Aişe" dedi. Sonra da "Sen benden önce ölsen, seni yıkasam, kefenlesem, namazını kılsam ve seni gömsem" dedi. Ben de "Vallahi, bunu yaptıktan sonra dönüşünü ve benim evimde eşlerinden biriyle geceleyişini görür gibiyim!"dedim. Bunun üzerine Nebi (s.a.v.) gülümsedi ve sonra da ölümüyle sonuçlanan ağrıları başladı."
Sayfa 81 - Hayâtu's-SahâbeKitabı okuyor
528 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Gönül Nimetleri
Gönül Nimetleri
, Türk şair, romancı, oyun yazarı ve fikir adamı olan
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
'ın İmam Kastalanî´nin, Allah Resulü´nün Peygamber Efendimizin hayatını anlatan "El-Mevahibü´l Ledüniyye" eserini, Gönül Nimetleri ismiyle, Şair Bâki çevirisinden kendi üslubuna dökerek günümüz diline aktararak yazdığı eserdir. Necip Fazıl, kitaba yazdığı takdimde, dikkatleri şu noktaya çekmektedir: "Okuyucuların Kainatın Efendisine ait bu eseri, benzerleri arasında en eminlerden biri tanımalarını diler ve bu mukaddes mevzu karşısında haşyetle susmaktan ve eseri tatmaya çalışmak tavsiyesinden başka söz olmadığını bildiririz"
Gönül Nimetleri
Gönül NimetleriNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 2008133 okunma
"Sözlükte zühd “bir şeye rağbet etmemek, ona karşı ilgisiz davranmak, ondan yüz çevirmek” gibi anlamlara gelir. Malı az olan kişiye müzhid, az yemek yiyene zâhid, az olan şeye zehîd, dünyaya karşı perhiz hayatı yaşamaya zehâdet denir. Zühdün karşıtı rağbettir (Kāmus Tercümesi, “zhd” md.). Kur’an’da zühd kelimesi geçmez. Bununla birlikte Hz. Yûsuf’u kuyudan çıkaranların ona fazla değer vermemeleri sebebiyle kendileri hakkında zâhid kelimesinin çoğulu olan “zâhidîn” kullanılmıştır (Yûsuf 12/20). Zühd kavramı genellikle dünyaya karşı olumsuz tavır ve davranışların bütününü ifade eder. Dünya malına, makama, mevkiye, şan ve şöhrete önem vermeme; azla yetinme, çokça ibadet etme, âhiret için hayırlı işlere yönelme zühdün bazı göstergeleridir (et-Taʿrîfât, “zhd” md.). Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de, “Siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz ama âhiret hayatı daha hayırlı ve daha kalıcıdır” meâlindeki âyetler (Tâhâ 20/131; el-Kasas 28/60; el-A‘lâ 87/16-17) bâki olan âhiret hayatına yönelmenin kul için daha fazla önem taşıdığını bildirmektedir. Yine Kur’an’da dünya hayatının fâniliği (Yûnus 10/24), bu hayatın bir oyun ve eğlenceden ibaret olması (el-Hadîd 57/20), imtihan vesilesi kılınması (el-Mülk 67/2), dünyanın geçiciliğine karşılık âhiret hayatının ebedîliği ve sonsuzluğu (el-Mü’min 40/39) gibi konular üzerinde sıkça durulmakta, insanın kalıcı ve sonsuz değerlere yönelmesi teşvik edilmektedir." Diyanet İslam Ansiklopedisi, Zühd maddesi
Dostoyevski

Dostoyevski

@erhanmanco
·
24 Nisan 17:12
Hayata ölümden korkacak kadar bağlı değilim.
Sayfa 741Kitabı okudu
"O'nun zatından başka her şey yok olacaktır. * (....) Sanki ayet şöyle der gibidir: 'Fani olana bağlandığın zaman, kendisine en çok ihtiyaç duyduğun bir sırada, o şeyin fani (yok oluşuyla o bağ da kesilir. Şayet sen, fani olmayan ve baki olana bağlandığınzaman, o varlığın devamı (bakiliği) süresince o bağ da sürüp gider."
İnsan Yayınları 60, Kasas,28/88
Reklam
Masivadan el yuyup mahlukattan ümmidi kes Virdin olsun her nefes: Allah bes, baki heves
Nabi
Nabi
Namaz; fâni insanla, bâki Mevlâsı arasındaki direkt bağıdır.
Sayfa 27 - karınca polen
"NEFSİNİ BİLEN RABBİNİ BİLİR."(1) Ali el-Karî bu söz için der ki: İbn Teymiye: Mevzudur, dedi. es-Sem'anî ise: Bunun merfu olarak bilinmediğini, Yahya b. Muaz er-Razî'nin sözü olduğunu, söyledi. Nevevi dedi ki: Nebi'den (s.a.v.) sabit değildir. Fakat, manası sabittir. Denildi ki: Kendi cehaletini bilen, Rabbinin ilmini; kendisinin fâni olduğunu bilen, Rabbinin baki olduğunu; kendisinin âciz ve zayıf olduğunu bilen, Rabbinin kudret ve kuvvetini bilir. Bu, Teala'nın şu kavlinden anlaşılır: "Nefsini aşağılık yapandan başka, kim İbrahim'in dininden yüz çevirir?" (Bakarа, 2/130) İbn Hacer'e bu hadisi kimin rivayet ettiğini sormuşlar. Cevaben, "Bu hadisin aslı yoktur" demiştir. İbn Hacer daha sonra, bunun Yahya b. Muaz'ın sözü olduğunu belirtir ve manası hakkında da aynı açıklamayı yapar.(2) Bu söz gerçekten hikmet doludur... Ancak ne var ki, benimsenen bir hikmetin zamanla "hadis" zannedilmesi ihanet olmaktadır. Zira bir hadisin Müslüman nazarındaki mualla mevkiini almaya hiçbir hikmetin hakkı yoktur. Hikmetin hikmet, hadisin hadis olarak bilinmesi şarttır."(3) 1- Barla Lâhikası, 317. 2- Şeyh Alaaddîn, İmam Nevevî'nin Fetvalarının Şerhi, 302. 3- Cânan, Peygamberimizin Sünnetinde Terbiye, 13.
Sayfa 327 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bir Çılgın Türk MÜBARİZ!
"İnsan büyür beşikte, mezarda yatmak için. Ve kahramanlar can verir yurdu yaşatmak için."
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
Herkesin bir hayat felsefesi vardır. Kimisi gezip eğlenmek, kimisi evlenip çoluk çocuğa karışmak, kimisi hayallerinden, sevdiklerinden vazgeçip gençliğini hiçe sayarak; vatanı, milleti, devleti, bayrağı
Mübariz
MübarizYurtseven Şen · Zengin Yayıncılık · 20187 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.