İncittiğin bir kimseden samimiyet bekleme. Aldattığın bir kimseden vefa bekleme. Ali en-Nakî el-Hâdi
İncittiğin bir kimseden samimiyet bekleme. Aldattığın bir kimseden vefa bekleme. Ali en-Nakî el-Hâdi
İncittiğin bir kimseden samimiyet bekleme. Aldattığın bir kimseden vefa bekleme. Ali en-Nakî el-Hâdi
Canı sıkılan kim? Canı sıkılması gereken kim?
Aylardır aynı ortamı paylaştığım insanlardan birisi bir gün dedi ki, (kimisi de her gün)
Yaww sen hiç sıkılmadın mı her gün her gün ne kitabı, gelsene okey atalım, batak atalım. (Kalan zamanlar da sosyal medyadan akla gelecek gelmeyecek kadar saçma sapan videoları izleyerek geçirilir, daha zaman kalırsa futbol ve araba muhabbetine devam edilir). Bırak kitabı madem çok okuyorsun burada ne işin var !?
Otur Allah otur akşama kadar yalnız başına kitapla canında mı sıkılmadı ?
Hayır canım sıkılmıyor. Sen yalnız sanma beni, her gün olmasada yanımda birileri var Adil Giray ile Perihan gitti sonra Robinson geldi Robinson la adada 28 sene kaldık. Sonra yüzbaşı Denisov la Fransızlara karşı savaştık. Henriette ve Felix in sevgilerine şahit oldum. Korku insana neler yaptırıyor Zweig bana anlattı. Sonra Berger ile Viyana tıp okuduk. 1984 te ülkemden parçalar gördüm. Mehmet Arif Bey Ruslarla savaşımız da Başımıza Gelenler i anlattı. Müştak Serhazin'le çok şey paylaştık. Ziya Gökalp ile coştum. Werther ile acı çektim. İstanbul Treni nde Ostende den İstanbul'a geldim. Bayan Bennett in 3 kızını evlendirdik. Ahh Elizabeth nerdesin şimdi:) Çiçikov ile ölü satın aldım. Sineklerin Tanrısı nda domuzcuk la arkadaşlık ettim. Şarik in köpek kalbinin aslında köpekce olmadığını gördüm. Yanlışlıklar Komedyası nda güldük eğlendik. Rousseau ile Topluma baktık. Argan ile Hastalık Hastası oldum. Rahel in Tanrısı ile hesabına baktım. Farabi toplumu nasıl düşünmüş onu dinledim.
... Hadi bakalım sen söyle canı sıkılan kim sence ?
El cevap: Kanka sen ne yaşadın ?
Beni boş ver sen neleri yaşayamadın kardeşim !!!?
:)....:(
Tecili bozduralı aylar olsun, sen hiçbir bilgi verme e-devletten, kolunda neredeyse 20 cm platinle gez, iş verilmesin, adam yerine konmasın.
Aylar ardından sağlık ocağına git, oradan seni hastaneye yönlendirsinler, hastanede koca kıçını yaymış doktor, ''git röntgen çektir gel'' desin, baksın, onaylasın. Ama seninle ilgili hiçbir probleme kulak asmasın ve başından savsın. Bir de itiraz edeyim de hadi bakalım, oyun yeniden başlasın. Hastaneden il sağlık müdürlüğüne, müdürlükten, bir başka hastaneye, hastaneden askeriyeye, askeriyeden başka bir askeriyeye itiraz için it gibi dolaş dur. Ağzından birkaç kelime çıksa, g*t korkusu diye başına kaksınlar. Sonra görev de sindirerek yap. Lakin, her türlü hakkın ve değerlerin sömürülürken sesin çıkmasın, hayat ne kadar güzel, herkes olsa el ele, hayat bayram olsa.
Bu arada, askerin birine de saygıdan ''abi'' dedim, abi mi diye azar çekiyor :D Düşman kapıya dayansa laf edemeyecek adamlar, kendi milletine posta koyuyor, vesselam.
PEYGAMBER EFENDİMİZİN (SAS) İSİMLERİ
Sevgili Peygamberimize övülen, övgülere layık manasındaki Muhammed ismini dedesi Abdülmuttalib vermiştir. Bu ismi neden koyduğu sorulunca, “İstedim ki onu Yüce Allah göklerde, insanlar da yeryüzünde övsün!” demiştir. Bir diğer ismi olan Ahmed’i, Yüce Allah Kur’an’da zikretmiş, İncil’de Hz. İsa’nın onun geleceğini müjdelediğinden bahsetmiştir. Başka bir ayette ise onu kendi isimlerinden olan çok şefkatli ve çok merhametli anlamlarına gelen Raûf ve Rahîm ile nitelendirmiştir. Resûlullah’ın isimlerinden biri de Kâsım’dır: “Ben ancak Kâsım (paylaştıran) olarak gönderildim ve (dağıtılması gerekenleri) aranızda taksim etmekteyim.” Onun hadislerde geçen isimlerinden bir kısmını da şöyle sıralayabiliriz: el-Mukaffî (peygamberlerin ardından gelen), el-Hâşir (insanların arkasında toplandığı), el-Mâhî (küfrün kendisiyle mahvedildiği)… Bazı İslam âlimleri Peygamberimizin isimleri arasına Mustafa, Müctebâ, Hâdi, Beşîr, Nezîr, Dâî, Sirâc ve Münîr gibi sıfatlarını da eklemiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığı