Hepimiz ilgilendiren bir mevzu değil mi?
Hepimiz meşgul ediyor, hem alakadar ediyor.
Bir, ilk önce akılları bozulur diyor.
İki, aklı bozulunca kapleri söner, kapleri söner.
Aklı bozulunca bak bozulma, kalbi sönüyor bu sefer.
Kaptık enerji, bu ikisi olunca üçüncü oluyor.
Nefislerine mağlup olup, lezzetli, tamlardan başka hiçbir şey iltifat
Beni tanıyor musun sahi,
Ya da beni ne kadar tanırsın ki sen
Hangi karanlık geceyi paylaştın benimle söyler misin
Hangi acılarımla harman oldun
Kaç damla gözyaşımı sildin ellerinle
Başını yasladın mı göğsüme benim,
“Üzülme, geleceğim” dedin mi “gözlerimin içine bakıp”
Beni tanıyormuş! .... Hadi canım! ..
***
Beni tanıyor musun sahi,
Ya da beni ne
söyleyemiyorum ve
söylemeyeceğim öldüğünü,
sadece uzaklaştı.
tatlı gülüşle ve el sallamasıyla
bilinmez diyarlara yol aldı;
ve hadi düşleyelim nasıl da büyüleyici
öyle olması gerek, hala ışığı buradayken.
ve sen ve sen, en vahşi doğa
eski zamandan çıktın ve hoşnutluk getirdin
devam ettik umut, sevgiyle
orada var olan sevgi ve buradaki
hala aynı yolda dedirtir.
"o ölmedi sadece gitti."
Hani, el değmemiş bir yanın vardır,
Aynalara göstermediğin bir yüzün,
Kendine sakladığın bir hüzün...
Hadi durma!
Üzülsen de, sen üzülürsün!..
Kim farkeder boşluğunu?
Ardın sıra kim ağlar?
Bir intikam gibi
Çıldırmış bu sevdalar!
Şimdi yeni bir sevda mı olur,
Kimsenin kapını çalmadığı bir inziva mı;
Tutar sıfırdan başlarsın.
Yoksa bu ilişkiler, bu zaaflar
Seni yiyip bitirir,
Seni yiyip bitirir,
Dirhem-dirhem azalırsın...
Yusuf Hayaloğlu
Yakın zamanda bir yakınımı kaybettim, gençti daha mekanı cennet olsun. Üzüntüler arasında, bir meşgale de olmayınca istemsiz olarak ortamı inceliyorsun bir süre sonra.
Her gelen cenaze sahibine sarılmak istiyor, en çok ona ağlasın, en çok onun omzuna gözyaşı döksün derdinde. Evet acı paylaşılmalı ama lütfen uzaktan paylaşın. Sözde teskin edici
Hani,el değmemiş bir yanın vardır,
Aynalara göstermediğin bir yüzün,
Kendine sakladığın bir hüzün...
Hadi durma!
Üzülsen de,sen üzülürsün!..
#yusufhayaloglu
Hava tüm gün 40 dereceden fazlaydı. İçimden "bu Mersin sıcağı da temmuz ayında daha fena oluyor" derken birden kapı çaldı. Oysa kimseyi beklemiyordum. Kapıyı açtığımdaysa karşımda birisini beklerken bir zarf görmüştüm. Pembe bir zarf. Merakla içini açıp okumaya koyuldum. 3 sayfa mektup vardı içinde. Özensiz bir el yazısı, yanlış imla
"Aslında..." diye mırıldandım anneme,
"Aziz Ata'nın bugün okula gelme sebebi kütüphanede bana ders çalıştıracak olmasıydı."
"Ders mi?" Başımı salladım.
"Anlamadığım birkaç konu için yardım istemiştim ondan... Şimdi de beni bekliyor ama, gidebilir miyim?"
Annem önce bana, sonra başımla işaret ettiğim yerde beni bekleyen Aziz Ata'ya baktı.
Aziz Ata olduğu yerden güneş gözlüklerini indirip anneme gülümseyerek el salladı. Öyle sevimli görünüyordu ki annem de dayanamayıp ona gülümsedi.
"İyi hadi, git." dedi,
"Aziz Ata'ya da güvenmeyeceksem kime güveneceğim..."
Düşüyorum istemediğim duyguya tekrar
Denedim bi' yolunu, belki yüz on kere
Cebimizde para var ama huzur pahalı
Alışmışım vedalara, tutunduğum yere
Bi' gün olsun aramam
Yüküm İstanbul Boğazı'nın yükü kadar ağır olsa bile
Yanımızda duramadın, karşımızda dene
Bütün topladıklarımla geri dönüyorum eve (eve)
Yolun başı değil bra, siz
youtu.be/BZkyUoxNyeQ?si=...
sabahın köründe kalktıysak, 23 Nisan alt temalı bu şarkıyla 90lara ışınlananiliriz..
çocukluğuma gelsin:
"Aşkımı ver bana geri
Aman ha ona laf gelmesin
Kalbimi ver bana geri
Aman ha ona el değmesin
Al yanına kendini kaderini
Dikenlerden esirgesin
Korusun Tanrı seni
Büyü de gel çocuk büyü de gel
Hadi o yolları yürü de gel"
Sonra seni ne kadar sevdiğime şaşırırsın belki,
Belki şımarırsın,
Belki şımardıkça azalırsında belli olmaz benim sağım solum.
Şımarır mısın?
Aşk şımartır mı seni?
Kimi şımartmamış ki
Şımar zaten beni ipleme her haline şiirim ben
Bilmezsin sihirim sen, sinirim el, yokluğuna zifirim ben.
Bilmezsin bi yel savurur senin kokunu işte o rüzgara mihirim ben
Bilmezsin ya işte o bilmediklerinin içindeki çukurum ben
Bi' yokluğu anlamış bu gönlüme mühürüm ben
Beni boşver hadi bi şarkı söyle