Mazimiz karanlık, halimiz kararsız, istikbalimiz meçhul, hissiyatımız muamma, ahlakımız dermansız... Ortada sağlam kalan hangi hakikatler var? İnsanların içinde bize benzemeyenler varsa el kaldırsın... Hepimiz gülüncüz. İliklerimize kadar gülünç... Birbirimizden ibret almaya kalkışmamız daha gülünç değil midir? Ben neyim ki diğer insan olan benden ibret alıyorum... Şimdiye kadar aldığımız ibretlerin topyrkûnundan çıkan şey bugünkü halimizse buna ağlamak hafif gelir. Gülelim... Sen ayıplayarak bana gülüp ağlarken bil ki, aynı insani vazifeyi ben de senin için yapıyorum. Çünkü ben senim, sen bensin... İkimizi otopsi masasına yatırıp en ince sinir ve kaslarımızın mikroskopsuz görünemeyecek liflerine kadar inceleseler birbirimizin tamamıyla aynısı çıkarız. Çünkü aynı fabrikanın bir model üzerine imal edilmiş makineleriyiz... Hepimizin de sürçen kısımlarımız, fena işleyen yanlarımız vardır. Kendimizi kime tamir ettirelim?
Sayfa 211
Zihninize kazıyın!
1. Türk milleti, halk yönetimi olan Cumhuriyetle yönetilen bir devlettir. 2. Türk devleti lâiktir. Her ergin insan, dinini seçmekte serbesttir.
Reklam
Kur'an'ın gerek gayb gerekse de şehadet alanına yönelik anlatıları son derece canlı ve dinamik bir üslup yapısına sahiptir. Söz gelimi Kur'anda insanın idrak düzeyini aşan gaybi hakikatler anlatılırken Arap dilinin teşbih, temsil ve tasvir gibi anlamı zihne yakınlaştıran edebi üslup enstrümanları sonuna kadar kullanılmıştır. Zaten insan algısının ulaşmadığı gaybi hakikatlerin bu tür üslup özelliklerinden hareketle insanın anlam dünyasına sunulması beşeri bir zorunluluktur. Bu çerçeve dikkate alındığında Kur'an'ın gayba dair anlatılarında anlatıya konu olan varlığın bilinir kılınması insanın varoluşsal sınırlılığı açısından mümkün olmadığından o varlığın gerçekliğine dair muhatabın zihin dünyasında doğru bir tasavvurun oluşturulması gaybi beyanların asıl hedefini teşkil etmektedir. Bu hedef doğrultusunda insanın içinde bulunduğu tecrübe dünyasından hareketle butün imkânları bir tür seferber edilmiştir. Örneğin Allah'ın ve sıfatları hakkında muhatabın zihin dünyasında bir tasavvurun oluşturulması için el, yüz, göz, nefis, arş ve kürsü gibi insana malum olan göstergeler üzerinden bilinemeyene anlam kazandırılmaya çalışılmıştır.”
Ben samimiyet dinine inanıyorum. Samimiyete ateist olanlardan çok, samimi olmadığı halde samimi olduğunu söyleyen münafıklardan korkarım. Allah'ım ben en iyi insan değilim, en kötü insan da değilim ama en samimi insan olabilirim. Çünkü kendime yalan söylediğimde şerefsiz doğru konuş diyorum içimden hemen. Dünyanın kusursuz ahlaklı ve süper
Tuhaf bir adam oldum Kendimle konuşuyorum evin içinde Biraz da şu koltuğa oturayım, diyorum Perdeleri ne kadar zamanda yıkardın, diyorum Bir gün olsun açık bırakmıyorum yatağımızı El ayak değmeyen yerler nasıl tozlanıyor böyle Merak etme, mutfağı tertemiz ettim Terlikler senin istediğin gibi duruyor Çamaşır ipini silmeden asmıyorum çamaşırı Bir kahve yapayım diyorum İki fincan koyuyorum, süt hazırlıyorum sana Sessizlikten mi nedir Bütün bunları yüksek sesle söy lüyorum. İnsan başka nasıl katlanır ölüme, bilmiyorum.
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, Değil mi ki ayaklar altında insan onuru, O kız oğlan kız erdem dağlara kaldırılmış, Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru, Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş, Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın, Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene, Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın, Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’’e, Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
William Shakespeare
William Shakespeare
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.