Yâ Allah celle celalühü
ALLAH ER - RAHMÂN ER - RAHÎM EL - MELİK EL - KUDDÛS ES - SELÂM EL - MÜ'MİN EL - MÜHEYMİN
Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur "Allah'ın, yüzden bir eksik, doksan dokuz ismi vardır. Kim bu isimleri (öğrenip gereğiyle amel ederek) sayarsa, cennete girer. (Bu isimler şunlardır): O, kendisinden başka ilah olmayan Allah, er-Rahmân, er-Rahim, e-Melik, el-Kuddûs, es-Selâm, el-Mü'min, el-Müheymin, el-Azîz, el-Cebbâr, el-Mütekebbir, el-Hâlîk, el-Bâri, el-Musavvir, el-Gaffâr, el-Kahhâr, el-Vehhâb, er-Rezzâk, el-Fettâh, el-Alîm, el-Kâbıd, el-Bâsît, el-Hâfid, er-Râfi', el-Muizz, el-Müzill, es-Semî', el-Basîr, el-Hakem, el-Adl, el-Latîf, el-Habîr, el-Halîm, el- Azîm, el-Gafûr, eş-Şekûr, el-Alî, el-Kebîr, el-Hafîz, el-Mukît, el-Hasîb, el-Celîl, el-Kerîm, er-Rakîb, el-Mücîb, el-Vâsi', el-Hakîm, el-Vedûd, el-Mecîd, el-Bâis, eş-Şehîd, el-Hakk, el-Vekîl, el-Kavî, el-Metîn, el-Velî, el-Hamîd, el-Muhsî, el- Mübdi, el-Muîd, el-Muhyî, el-Mümît, el-Hayy, el-Kayyûm, el-Vâcid, el-Mâcid, Vâhid, es-Samed, el-Kâdir, el-Muktedir, el-Mukaddim, el-Muahhir, el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Vâlî, el-Müteâlî, el-Berr, et-Tevvâb, el-Müntekım, el-Afüv, er-Raûf, Mâlikü'l-mülk, Zü'l-celâli ve'l-ikrâm, el-Muksit, el-Câmi', el- Ganî, el-Muğnî, el-Mâni', ed-Dârr, en-Nâfi', en-Nûr, el-Hâdî, el-Bedî, el-Bâkî, el-Vâris, er-Reşîd, es-Sabûr". (T3507 Tirmizî, Deavât, 82)
Sayfa 219Kitabı okudu
Reklam
Allah teala, biz insanların aciz idrakinin üstünde olan müteali bir varlıktır. Onun varlığına inanmanın yegane yolu, onun varlığını hissetmekrir.
Bu hususta epey bir yol alıp mesafe kat etmiş olan Dr. İbrahim Kerim bazı hastalıklar için aşağıdaki tespit ettiği Esmâları tavsiye ediyor: Kemik Hastalığı İçin: El-Kaviyy Diz Hastalığı ve Ağrıları İçin: Er-Rauf Kalp Hastalığı İçin: En-Nûr Kalp Damarlarının Tıkanması: El-Vehhab Sinir Hastalığı: El-Muğnî Baş Ağrısı: El-Ğaniyy Guatr: El-Cebbâr Göz
Sayfa 59 - Hangi İsim, Hangi Derde Deva?Kitabı yarım bıraktı
Tevhidin Türleri :
1 - RUBUBİYYET TEVHİDİ: Allah-u Teâlâ’nın bu kâinatı tek başına yarattığına, yarattıklarının sahibi olduğuna, hükmünde takipçisi olmadığına; dirilten, yaşatan ve öldüren olduğuna; bütün canlıların rızıklandırıcısı, her şeyin yöneticisi olduğuna; Allah’tan başka hiç kimsenin ve hiçbir şeyin ne kendi nefsine ne de başkasına O’nun izni ve dilemesi
Şükür, teşekkür, sığınma ve duâ...
O Allah ki O’ndan başka ilâh yoktur, O’na tevekkül ettim ve O yüce Arş’ın Rabbi'dir. Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın Adıyla. O Allah ki O’ndan başka ilâh yoktur. er-Rahmân, er-Rahîm, el-Melik, el-Kuddûs, es-Selâm, el-Mü'min, el-Müheymin, el-Azîz, el-Cebbâr, el-Mütekebbir, el-Hâlık, el-Bârî, el-Musavvir, el-Ğaffâr, el-Kahhâr, el-Vehhâb, er-Rezzâk, el-Fettâh, el-Alîm, el-Kâbıd, el-Bâsıt, el-Hâfıd, er-Râfi, el-Mu'izz, el-Muzill, es-Semîy, el-Basîyr, el-Hakem, el-Adl, el-Latîyf, el-Habîyr, el-Halîym, el-Azîym, el-Ğafûr, eş-Şekûr, el-Aliyy, el-Kebîyr, el-Hafîyz, el-Mukît, el-Hasîb, el-Celîyl, el-Kerîym, er-Rakîyb, el-Mücîyb, el-Vâsiu, el-Hakîym, el-Vedûd, el-Mecîyd, el-Bâısü, eş-Şehîyd, el-Hakk, el-Vekîyl, el-Kavîyy, el-Metîn, el-Veliyyü, el-Hamîd, el-Muhsî, el-Mübdî'u, el-Muîyd, el-Muhyî, el-Mumîyt, el-Hayy, el-Kayyûm, el-Vâcid, el-Mâcid, el-Vâhid, es-Samed, el-Kâdir, el-Muktedîr, el-Mukaddim, el-Muahhir, el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Vâlî, el-Müteâlî, el-Berr, et-Tevvâb, el-Müntekım, el-Afüvv, er-Raûf, Mâlikü'l Mülk, Zü'l-Celâli ve’l-İkrâm, el-Muksit, el-Câmî‘u, el-Ğaniyy, el-Muğnîy, el-Mâni‘u, ed-Dârr, en-Nâfi‘u, en-Nûr, el-Hêdiy, el-Bedî‘u, el-Bâkîy, el-Vâris, er-Reşîyd, es-Sabûr, ki yerde ve gökte O’nun misli gibi bir şey yoktur, O İşitir ve Görür. Allah bize Yeter ve O ne güzel Vekildir, ne güzel Mevlâ ve ne güzel Yardımcıdır. Mağfiretini istiyoruz ey Rabbimiz, dönüş Sanadır.
Sayfa 232 - ERKAM YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
El-Müteâliﷻ
Şeref, mertebe ve hükümranlık bakımından en yüce olan, her türlü noksanlık, eksiklik, zaaf, âcizlik, hata ve kusurdan uzak olan demektir.
Allahüekber'in mânası şudur: Allahu Teâlâ, bizim kendisinden uzak tuttuğumuz ve zâtı için ispat ettiğimiz şeylerden daha yücedir; biz ne yapsak O'nu gerçek mânada yüceltemeyiz. İşte Hz. Peygamber'in (s.a.v) şu sözü bu anlamdadır: "İlâhî, ben seni hakkıyla övüp yüceltemem; sen kendi zâtını nasıl övüp yüceltiyorsan öylece yücesin." Müslim, "Salât", 222; Ebû Dâvûd, "Salât", 148; "Vitir", 5; Tirmizî, "Daavât", 75; 112; Nesâî, "Kıyâmü'l-leyl", 51; İbn Mâce, "Duâ", 3 Allahu Teâlâ'nın isimleri içinde bizim bilgi ve idrakimizin üzerinde mâna içeren bütün isimler, "Allahu ekber" zikrinin içine girmektedir; el-a'lâ ve el-müteâlî gibi... Varlık âleminde bu sıfatlarla başka bir varlık anlatılsa, biz, yüce Allah'a benzeyen ve O'na ortak olan hiçbir varlığın bulunmadığını söyleyip bunu "lâ ilahe illallah" sözümüzle ifade ederiz. "Lâ ilahe illallah", Allah'tan başka hiçbir ilah yok demektir.
ESMÂ’ÜL HÜSNÂ ŞERHİ
O’nun birinci ismi, isimler sultânıdır; Her ânın, her mekânın, her cânın cânânıdır. Kur’ân’da ilk âyetin, başlangıç kelâmıdır, Her zerre “ALLAH” diye, O’nu söyler durmadan.. Vârettiği herşeyi, ayırdetmeden gören, Her şeye adâletle, hayır ve rahmet veren, Her mahlûkâ acıyan, ve çâreler gönderen, Sonsuz merhametiyle, âleme RAHMÂN dır
Bulunduğun yerde haddini bilmezlik ve edepsizlik yapma. Her halde Müteâli Allah'ın hazır ve bilcümle ahvaline nazır oldugunu bil “Er-ricâlu kavvâmüne ala'n-nisâi ... * Erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler...”hükmünü bozup işi gücü kervan yolu kesmek olan kadınları erkekler üzerine üstün ve hâkimiyeti altında kendisine tâbi olunan olmasını talep etme. Çağın tıyneti kötü alçak, aşağılık tabiatlı fırsatçı âdetleriyle huylanıp utanılacak âdi hareketlere alışmaktan sakın. Ahde vefâ göster. Fırsatı ganimet bil.
Sayfa 162Kitabı okudu
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.