Farkın Anlamı Sorumluluğundadır
Bir yazar, öğrenim gördüğü fakültenin dekanıyla aynı fakültede görevli bir hizmetlinin günün sonunda fakülteden beraber çıktıklarına, dertleşerek beraberce yürüdüklerine şahit olduğunu ve bunu yıllardır unutamadığını yazmıştı. Bunu okuduğumuzda çok üzülmüştük; bu kadar doğal bir manzara, değil bir hafızada yer etmek, fark edilmemeliydi bile.
Herkesin herkesle yalnızca “statü” vasıtasıyla ilişkiye geçtiği bir yerde, çok ağır bir sosyal buhran yaşanmakta olduğu muhakkaktır.
Farkların, üstünlük derecesi olmadığını öğreten bir eğitim sisteminden yoksun toplumlarda, insanlar sahip oldukları nimetler oranında kabul göreceklerinden, herkes hak etmediği imkânlar peşinde koşacaktır. Bu tür toplumlarda el etek öpmek, dalkavukluk yapmak fayda sağlamaktadır. Yüksek imkânlar çekişmesinde fazilet daima ezilmiş, neredeyse başını kaldırmaya mecali kalmamış ve belki de artık susmuştur.
Görev, görevliyi değerli ya da değersiz yapmaz. Rütbenin anlamı, kullanıldığı imkânlarda değil, rütbenin verdiği görevlerle kurulacak ilişkinin kalitesinde saklıdır. Rütbede “Albay” sorumluluğuyla “Teğmen” olunursa “Alay Sancağı” tehlikededir.
İnsanların, sahip oldukları imkânlara göre bir değerlilik sıralamasına sokulmasının yanlış ve haksız olduğunu kavrata-mayan ve benimsetemeyen bir sürece, ne denirse densin, eğitim denemez.
Herkesin herkesle yalnızca “statü” vasıtasıyla ilişkiye geçtiği bir yerde, çok ağır bir sosyal buhran yaşanmakta olduğu muhakkaktır.