O bir yağmur tanesiydi üzerime damlayan. Islaklığı tenimi sarmalayan saf ve temiz, bir o kadarda berrak. Hiç bir hesabı, kitabı, planı olmayan. Dalındaki gülün kırmızılığı kadar doğal. Masum olduğu kadar aşkla yoğrulan.
Can Yücel diyor ya; "Gitmek gerekir bazen. Fazla yormadan, daha çok bıktırmadan. Eğer vaktiyse ardına bile dönüp bakmadan." Bu sözün üstüne söylenebilecek en uygun şeyi sanırım Oğuz Atay'ın satırlarında buldum; "Gitmek çözüm değil de, insan kaçmanın başka türlüsünü bilmiyor ki.."