Stefan Zweig okumak gerçekten bir bağımlılık.Yazarın duyguları bu kadar etkileyici bir şekilde tarif edebilmesi gerçekten inanılmaz.Betimlemeler olsun karakterin ruh halini , düşüncelerini, duygularını yansıtabilmek olsun o kadar gerçekçi ki resmen iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
Kitabın konusuna gelirsek;
Zorla olsa da ülkesinden kopartılıp Afrika'ya getirilen doktor, kendisinden yardım isteyen bir kadını geri çevirir ve daha sonra bundan oldukça pişmanlık duyar. Sonrasında amokun etkisine girer ve kadının peşine takılır.
Amok;bilincin yitirildiği bir cinnet hâlidir.Amok koşucusu ise amokun etkisine giren kişi için kullanılan tabirdir. Baktığımızda Stefan Zweig da bir amok koşucusudur. Çünkü amok koşucusu bir hedef için uğruna her şeyini feda ettikten sonra kendi canını da feda eder.
"Aceba doktorların görevi bitemez mi?O bir kurtarıcı,her an herkese yardıma hazır biri mi olmalı,sırf üzerinde Latince kelimeler olan bir diploması var diye? Gerçekten de kendi hayatını hiçe mi saymalı,kendi kanına su mu karıştırmalı, sırf biri... sırf biri gelip ondan asil davranmasını, yardımsever ve iyi olmasını istiyor diye?Evet, sorumluluğun da bir sınırı var... insanın artık daha fazlasını yapamadığı bir yer..."