Herşeyin zamanı vardır. Bu sözü,bu söze sığınmayı o kadar özlemişim ki.
Çatlamış ayağımla alçılı oturduğum evimde stantta görünce vurulduğum kitabımı bitirdim şimdi. Fuar stantlarını gezerken anlık kimya yazısıyla durdum önünde. 'Bir Kimya Meselesi'... O an anladım,her ne anlatıyor olursan ol benimle geliyorsun,dedim ve bin teşekkür bu tevafuk için.
Kimya... En bi sevdiğim. En özelim,en,en en...
Romanın baş karakteri bir kimyager,hayatı kimya olarak gören bir kadın; Elizabeth,ben gibi. Herşeyin aslında kimya ile aciklanabilecegini savunan,ben gibi. Ben,ben ve ben. Ne denir bilemiyorum,benim için çok ama çok özel ve tam anlamıyla başucu olacaksın Bayan Zott.
Romanın konusu temelde kimyager Elizabeth Zott'un bilim dünyasında erkeklerle eşit yer almak için verdiği mücadele. Bu mücadelede aşkı buluyor,hiç bilmediği bir dünyada yıldız oluyor, türlü olaylar yaşıyor, yaşanıyor.Baska kadınlara ilham oluyor başta kızı Mad olmak üzere...
Hem mizahi hem akılda kalıcı. Hem etkileyici hem sarsıcı. Kurgusu anlatımı gerçekten tadına doyum olamayacak cinsten bir roman.
Hem güzel hem özel. On puan on puan on puan,notum kıt değil belki ama inanın bana buna değer.
Bana ilham olduğun için,böylesi bir zamanima eşlik ettiğin için teşekkür ederim, bir kimya meselesi ...
Hoşça, sağlıkla ve kimyayla kalın.
