158 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 36 days
Açlığı dibine kadar yaşamak..
Ramazan Ayında okunabilecek bir kitap olduğu kanısına vardım :) çünkü yazarımızın, açlığı müthiş derecede betimlemesine üzülmekten kendi yaşantımıza dönemiyoruz, âdeta olayın içinde takılıp kalıyoruz. Acaba gününü nasıl geçirecek veya artık rahata kavuşabilecek mi diye diye kitap bitiyor. Kitabı okurken içimizin burkulmaması ve üzülmemek elde değil. Yazarımız Knut Hamsun'un hayatından alıntı olduğunu öğrendiğimizde hikayenin üzerimizde tesiri daha kalıcı hale gelebiliyor. Kahramanımız hayatının onu sürüklediği şartlarla barışık biridir. Hırslı olmasının yanı sıra kazandığını, varını yoğunu hak etmek ister. Parası olmadığı ve yokluğu dibine kadar yaşadığı için kendine kızsa da elinden pek bir şey gelmez. İleri derecede bir yokluk çekerken bile kendisine iyiliği dokunmuş insanlara elinden ne gelirse vermek, yardımcı olmak ister. İnsan içine girmekten utanır, kendisinden utanır ama umutlu yaşamaktan da vazgeçmez. Hep bir çaba içerisinde hayatını idame etmeye çalışır. Heyecan ve umutla eşlik edip rahata ermesini beklersiniz. Kısaca kitabın bize katacağı çok fikir var, bunları sorgulayıp hayatımıza aşılamalıyız. Umudunuzun hep var olması dileğiyle.
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201728k okunma
78 syf.
9/10 puan verdi
«Güzel bir gardrop gibi mi? Arkası gene de uydurma bir tahta parçasıyla kapatılmıştır. Görünmez diye ... Görünmeyeni, gösterilmeyeni, bilmek gerekir. Çünkü, gardrobu satarken sırtını döndürmezler hiç..'' Tesadüfen rastladığım ve okudukça hayran olduğum küçük bir hikaye. Acı gerçekler kavramını en çarpıcı şekilde hissettiğim bir hikaye oldu diyebilirim. En derine, insanların, ilişkilerin 'dark side' ına iniyor yazar. Ve bunu çok ustalıkla yapıyor. Karamsar bir hava var eserde. İlk satırlardan o duyguyu hissediyorsunuz. Hatta 2 gündür bu duygudan çıkamadım denilebilir. Kadınların toplumdaki yerinin aslında hiç değişmediğini, hep bir adım geride olduğunu hatırlattı bu kitap bana. Ne kadar da tüm eşit haklara sahip olduğumuz söylense de, toplumun bize dayattığı değerler, bizi insan olarak hep 2ci planda tutmaları, bedelleri hep daha ağır ödememiz, korkularımız, kaygılarımız ve erkeklerin bir çoğunun toplumdaki itici tavırları ve söylemleri.. Okurken kızmamak elde değil.. Üzülmemek de.. Bir çok şeyi hatırlattı bana.. Haksızlıkları... Toplumda rastladıklarımızın en önde gelen bulgusunu: haksızlığı.. Çekilmez bir şey.. Bir mutluluk tanımı var kitapta.. Bu tanımı kendimde ve bir çok kadının dünyaya bakışında daha çok gördüm ben: ''Yarından emin olabilmektir gerçek mutluluk ..'' Keşke bunu her kes anlasa... Güzel kitap, sorgulatır her şeyi..
Evlilik Şirketi
Evlilik ŞirketiBekir Yıldız · Everest Yayınları · 2010245 okunma
Reklam
168 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Tanpınar'ın deyişi ile,"Müslüman aleminin tek romanı". 14.yy yazılmış bir eser ancak 1985 yılında ülkemizde yayınlandığı için okura ulaşması oldukça geç olmuş. Neden daha önce okumadım diye hayıflanmama gerek yok sıradan bir okur olarak ama ilgili ve yetkili kişilerin aymazlıgına üzülmemek de elde değil. Iki düşünür ve aynı
Hay bin Yakzan
Hay bin Yakzanİbn-i Sina · Yapı Kredi Yayınları · 20214,701 okunma
384 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 19 hours
Sabahlayıp bitirdim resmen!!!! Konusu ilgimi çektiği için almıştım ama polisiye değil de aşk kısmı daha ağır basmış romanda. Aslında yazar çok güzel bir konuya değinmiş. Ailesi tarafından ilgi, sevgi görememiş çocukların güzel bir eğitim almış olmasına rağmen başlarına ne gelebileceğini çok güzel özetlemiş. Ailesi tarafından kendisinin fikri sorulmadan kuzeniyle evlendirilmeye zorlanan Zeynep ya da ailesinin sahip çıkmadığı kötülüğün içine düşen Orhan. Evet, kısacası herşey ailede bitiyor demeye getiriyor yazar. Engin komiserin yaşadıkları, sadakati çok etkiledi beni. Sadece baş karakterler değil yan karakterlerin hikayesi öyle güzel anlatılmış ki; İrem ve Ali'nin başından geçenlere üzülmemek elde değil. Bir tek kitapta bağlaçların işlevine göre kullanılmaması, yanlış yazılması hoşuma gitmedi ama tabi bunun yazarın hatası mı yoksa yayınevinin basım hatası mı olduğunu bilemem. Çok da önemli değil hehe :) Sanırım bir devam kitabı var. Adı Berceste. Çıkıp çıkmadığı hakkında bir fikrim yok. Okumayı dört gözle bekliyorum :)
Araf
ArafEsra Uzun · Pay Yayınları · 2019354 okunma
629 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 20 days
O senin insanoğlun var ya, en çok da insanda yanlış yapıyor.
Kış mevsimine geçeceğimiz bu günlerde içime ilkbahar getiren bir kitabın serisinden merhabalar :) yine muhteşem betimlemeleriyle resim yapar gibi anlatmış çukurova'yı üstadımız yaşar kemal, ince memed üçüncü serisinde ağaların psikolojik durumlarına daha fazla yer verilmesi b serinin diğer kitaplarından azıcık farklı olduğunu göstermiş oldu bana (birazcık spoiler) Ali safa'nın ölümünden sonra sıranın kendisine geldiğini düşünen ağaların korkusunu bol bol anlatmış ki yazar onlara da üzülmemek, kahrolmamak elde değil bir kitap bu kadar mı destansı ve gerçekçi olur, bu kitabı ölmeden okunacak kitaplar listesine eklenmeli. kitabın serisini tavsiye ederim Keyifli okumalar dilerim.
İnce Memed 3
İnce Memed 3Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202319.5k okunma
Reklam
Epiktet elinde olmayan şeylere üzülme diyor. Üzülmemek elde mi?
Sayfa 278
314 syf.
·
Not rated
·
Liked
Ben ne okudum böyle ya?
Bu kitabı okuduktan sonra uzun zamandır kitabı elimden bırakamadığım, hakkını veren bir psikolojik- gerilim kitabı okumadığımı farkettim. O neydi öyle ya? Bitirir bitirmez yorum yazmazsam etkisini yitirir diye korktuğumdan hemen yazmak istedim. Öyle bir kitap düşünün ki gerilmediğiniz bir saniye yok. Daha ilk sayfadan sizi bu gerilimle alıyor ve son sayfada da bu gerilimle ve bilinmezlikle başbaşa bırakıyor. Hem aklınızla oynuyor hem duygularınızla. Öyle bir kitap. Öyle sahneler okudum ki gerçekten bir ebeveyn olarak etkilenmemek, sinirlenmemek, üzülmemek elde değildi. Ama öyle sahneler de vardı ki gına getirdi sürekli ve detaylı anlatımıyla. (+18 sahneleri) Yani bunu bu kadar sündürmese psikolojik gerilim seven herkese gözü kapalı önerebilirdim ama şimdi kitabın kurgusunu çok beğenmeme rağmen biri bana kitabı sorduğunda defalarca uyarma gereği duyarım "genç yetişkin kitleye hitap eden, müstehcen sahnelerin bolca bulunduğu bir kitap, ona göre oku!" diye Yazarın anlatımı akıcı, dili yalın. Kurgusu müthiş. Ki normalde yazarın tarzı genç yetişkin türündeki aşk romanlarıymış, bu kitap bu türde yazdığı ilk kitap olmasına rağmen şahaneydi Diğer kitaplarını okuyanlara soruyorum ;" Yazar kitaplarında sürekli +18 sahne tasvirleri kullanıyor mu? Yani aşk dediğimiz içinde sadece cinselliğin barındığı bir şey mi?" ona göre diğer kitaplarını okuyup okumayacağıma karar vereceğim.
Verity
VerityColleen Hoover · Independently Published · 20184,832 okunma
15,02,2021 00.30
X: Tutunamamak; ne var ki tutunamıyorsak, madem tutunduğumuzda buna Allah'ın nimeti gözüyle bakıyoruz, tutunamadığımız zaman da Allah'ın nikmeti gözüyle bakalım, neden egomuzun elde edemediği şeyler olarak bakıyoruz??? X: ''Melankoli egoizmdir, egoizmin düş hâlidir.'' Cioran çok güzel yazmış değil mi Zeyneb? X: .....Ama dünyanın bize ağlamasına ağlıyorsak, bu da dünyayı umursamak değil midir SENCE???Dünyayı umursamamak hususunda iki yüzlüyüz!!! X: Gelmediğinde de üzülmemek, gelmeyişi de Allah'ın nasibi değil mi? X: Ama biz olmayışlara egomuz ile bakıyoruz Kİ.... X: Hani İmam Ebu Hanife'nin gemileri batma meselesi var, bilir misin ? Z: Hatırlayamadım??? X: İmam'a gelip ''senin ticaret gemileri battı'' derler o da ''elhamdulillah'' der. Sonra '' batan gemiler senin değilmiş'' derler o da ''elhamdulillah'' der yine. Neden iki durumda da elhamdulillah dediğini sorarlar. Der ki:"Baktım gittiğine üzüntü var mı kalbimde, -yok- o yüzden elhamdulillah, sonra baktım geldiğine sevinç var mı kalbimde, -yok- o yüzden elhamdulillah" X: Ebu Hanife'nin bir dediğini yapıyoruz, ama diğerini yapmıyoruz!! Z: ....
123 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.