"Hiç alakası yok. Sen zayıf değilsin Nikki. Güçlüsün. Sen ayakta kalmayı başaransın. Sana sarıldığımda içindeki gücü hissedebiliyorum. Üzerinden elektrik akımı geçen bir kablo gibisin."
İbo, Diyarbakır işkencehanelerinde gece gündüz demeksizin sürekli olarak sorgulanıyordu. Götürüldüğü işkencehaneden sabaha karşı getirilip, hücreliğin üç numaralı gözüne bir posa gibi atılıyor ve bağlanıyordu. Sonra ertesi gün tekrar götürülüyordu.
Günlerce, haftalarca sürdü bu.
Git gide ezilen, tekmelenen, zincirlenen, elektrikle sarsılan gövdesinin içinde; yorulmak nedir tanımayan, tökezlemek nedir bilmeyen, baş eğmeyen, aman dilemeyen, yüreğini bir ateş parçası gibi taşıyordu. Sorgucular etini kemiğini ele geçirmiş, zincire vurmuş, prangaya germişler fakat yüreğine ulaşamıyor, onun vuruşlarını boğazlayamıyorlardı. Bir de İbo’nun beyninin kıvrımlarına çelikle işlediği irade şaşkına çeviriyordu falaka tutan, elektrik kablosu bağlayan, demir çubuklarla ona vuranları.
Vay Be! Dedirten 10 Hızlıca Okunası Hikaye
1.Kimin parası daha değerli?
Olay, henüz döviz kurlarının uygulanmadığı yıllarda ABD-Kanada sınırındaki bir şehirde geçmektedir: ABD ve Kanada malum ki para birimi olarak 'dolar' kullanmaktadırlar. Yalnız her iki ülke de kendi paralarının daha değerli olduğunu iddia etmektedirler. Şöyle ki