Kitap tek oturuşta okunabilecek akıcı bir hikayeye sahip. Okuyucu olarak New York'da yaşayan alt sınıf bir ailenin yaşantısına tanıklık ediyoruz. Her gün mahallede kavgaya karışan bir erkek çocuğu kavgaya karıştığı için evde annesinden tekrar dayak yiyor. Anne-baba arasında en ufak bir sevgi bağına bile tanık olamıyorusunuz. Hayata karşı olan öfkeleri birbirlerine ve çocuklarına yansıyor. Bütün bunlar olurken üç kardeşten en küçüğü Tommie ölüyor (zaten bence bebeğin ölmesiyle kitapta yer alabilecek bütün saf duyguların ihtimali o an itibariyle tamamen sıfıra iniyor). Ortanca kardeş Maggie de belli bir yere kadar arkaplanda duruyor olsa da genç kız olmanın verdiği heyecanla bir çocuğa aşık oluyor ve onunla beraber dışarıya çıkmaya başladıktan bir süre sonra annesi onu namussuzlukla suçlayıp evden kovuyor. Yapayalnız kalan Maggie bu şekilde sokağa düşüyor. Maggie'nin hak edeceği bir son asla değildi fakat gerçekçi olmak gerekirse o zamanın yaşantısını aktarmak adına iyi bir sondu.
Sokak Kızı MaggieStephen Crane · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,488 okunma
Hayatımızdan her zaman memnun olamayabiliyoruz. Günden güne hissedilen eksik hisler, eksik insanlar, eksik heyecanlar bize zaman zaman 'acaba' dedirtebiliyor. Ya daha iyisi varsa? Geçmişte seçmediğim yollardan devam etseydim bugün nerede, kiminle, ne yapıyor olurdum? Nedense hep yaşayamadığımız hayat bize daima şimdiki hayatımızdan daha