Her kim hayat-ı fâniyeyi (dünya hayati) esas maksad yapsa, zahiren (görüntüde) bir Cennet içinde olsa da manen cehennemdedir
ve her kim hayat-ı bâkiyeye (öteki dünya, sonsuz olan ahiret dünyası) ciddî müteveccih (yönelmiş) ise, saadet-i dâreyne (iki dünya (dünya ve ebedî ahiret) mutluluğu, ) mazhardır (kazanma).
Dünyası ne kadar fena ve sıkıntılı olsa da; Dünyasını, Cennet'in intizar (bekleme) salonu hükmünde gördüğü için hoş görür, tahammül eder, sabır içinde şükreder...
İman ve Küfür Müvazeneleri - 47