Elif Berra Astam
@elifberrastam
İstanbul Üniversitesi
İstanbul
23 reader point
Joined on November 2022
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Rasyonalite ve Ahlak
Genellikle Tanrı şuuru ve korkusu olarak tercüme edilen takva kelimesinin literal anlamı, kişinin kendini tehlikeden koruması ve muhafaza etmesidir. Gelenekte ise bu terim, "ruhu mahzun eden şeylerden korumak" anlamına gelir.
Sayfa 100 - İnsan YayınlarıKitabı okuyor
Reader Follow Recommendations
Çalışmanın Usulünü Bilmek Lazımdır.
Biz Türkler, Batı milletlerinin hiçbirinden daha az zeki ve çalışkan değiliz. Bilakis, gözlemlerime dayanarak söylüyorum ki, Türk ferdi dünyanın en zeki, ferasetli ve çalışkan insanlarındandır. Bununla beraber, Batı milletlerinden daha geriyiz. Çünkü zekâmızı metotlu ve rasyonel bir şekilde kullanmıyor, zaman ve kuvvet israf ediyoruz.
Sayfa 59 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Çalışmanın Usulünü Bilmek Lazımdır.
Milletler arasındaki gerilik ve ilerilik farklarının da metotlu çalışmadan ileri geldiğini görürüz.
Sayfa 59 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Çalışmanın Usulünü Bilmek Lazımdır.
Çalışma sevgisi ekseriya metotlu çalışmadan doğar. Ve böyle çalışmayan bir türlü işini sevemez. Çünkü, metotsuz ve nizamsız çalışma verimsizdir. Verimsiz çalışma ise bezdiricidir.
Sayfa 58 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Okuyucum! Tekrar edeyim ki, insan için mevki, servet ve şöhret gaye değildir. Gaye olan saadettir. Saadetin şartı ise, insanın kendi içi ile uyumlu yaşamasıdır. Beni dinle! İçinle, işin ve mesleğin uyumlu olsun. Huzur ve saadet bundadır.
Sayfa 57 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Severek çalışan yorulup yıpranmaz. Ne ceza ve ne mükâfat kamçısı beklemez.
Sayfa 55 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Muvaffakiyet ve Verimli Çalışma
İyi düşünürsek, irade terbiyesi ve nefis mücadelesinin en ahlaki ve insanı ifadesi çalışmaktır. Tembellik ve parazitlik her türlü ahlaksızlığın anası; çalışkanlık da temiz bir muvaffakiyetin, yüksek ahlakın, ruh ve beden sağlığının temel şartı ve en feyizli kaynağıdır.
Sayfa 53 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Dinî terbiyenin ve Allah sevgisinin huy ve ahlâk üzerindeki paha biçilmez tesirine, tecrübe ve gözlemlerim arttıkça daha kuvvetle inanıyorum. Allah duygusundan ve sevgisinden uzak bir terbiye yalnız fayda ve menfaat düşüncesine dayanır. Fakat din terbiyesi hasbi, karşılıksız ve ulvidir. Bu terbiye insanı yükseltir, iyiliği ve adaleti, hiçbir menfaat düşüncesine saplanmadan, sevdirir.
Sayfa 51 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Ruhi İtiyatlar ve İrade Kuvveti
Terbiyenin bir rolü düşmüşü kurtarmak ise, diğer bir rolü de henüz düşmemişi korumaktır.
Sayfa 49 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Ruhi İtiyatlar ve İrade Kuvveti
Genç okuyucum! Alışkanlıklara doğru atacağın ilk adıma bilhassa çok dikkat et. İyice düşün ve iradene sahip ol; kötülük yolunun çamuruna basmamaya çalış.
Sayfa 48 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Ruhi İtiyatlar ve İrade Kuvveti
Bir kötülüğü bidayette önlemek, vukuundan sonra eserini yok etmekten evladır.
Sayfa 48 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Mizaca bağlı huylar
Kâinat; su, ateş, hava ve topraktan ibaret dört eleman "anasır-ı erbaa" dan teşekkül etmiştir. Kainatın içinde ve onun bir parçası olan insan ise, bu da dört eleman, "ahlat-ı erbaa'dan mürekkeptir. Bu elemanlar: kan, safra, lenf ve sinirdir. Muayyen bir insan bünyesinde bu dört elemandan birinin diğerlerine nispetle fazla oluşuna göre, mizaçlar da; demevî, safravî, sevdavî, asabi diye dörde ayrılır. Ve bu mizaçlardan her biri muayyen birtakım huylar doğurur. Mesela, kanlı mizaçlar ekseriya şen ve iyimserdir, canlı, faal ve müteşebbis olur. Çabuk kızar, çabuk yatışır. İyi yüreklidir, kin tutmaz, sıcak, cana yakın ve sevimlidir. Safravi mizaçlar ise, soğuk, sevimsiz, hain, mürai, fesatçı, fitneci; sevdaviler ise gevşek ve zayıf iradelidir. Asabilere gelince, bunlar da ekseriyetle titiz, kavgacı ve kötümser olurlar.
Sayfa 45 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu