Dalgaların hep birlikte oynadıkları oyunu, birbirlerini kovalayıp itmelerini, birinin ötekinin sırtından atlamasını, sonra coşku içinde usulca cumbuldayıp köpürerek kaçışmalarını, sonra yeniden ve yeniden şekillenmelerini gözünü kırpmadan izliyordu; bu mutlu oyunda bir neşenin olduğunu seziyordu, onun yaşamın uzağındaki daracık yoksullar mahallesinin paslı gölgelerinde düşlemeyi bile cesaret edemeyeceği bir neşeydi bu.