Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elif Çavdar

Elif Çavdar
@elifcavdar
Geçmiş ve geleceği birbirimden ayıran tek çizgi, içinde bulunduğumuz andı ve biz, çizginin kendisinden çok , onun birbirimden ayırdıklarıyla ilgileniyorduk. Belki de hep o çizginin üzerinde durduğumuz İçin, o bizden bir parça gibi oluyordu. Oysa geçmiş, uğurladığımız bir misafir, gelecek ise henüz tanımadığımız bir yabancıya benziyordu. İkisi de bizden değildi. Bizden olmayanlar ise bizim dikkatimizi her zaman daha fazla çekmişlerdi.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
Yalnızlıktan zevk almak, yalnızlığa mahkum olma korkusuna engel değildi.
Bazen çocuklar, hiç büyük olmadıkları halde büyükleri anlarlar, ancak büyüklerin hepsi daha önce çocuk oldukları halde çocukları anlamakta zorlanırlar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yoktan var oluyordunuz birdenbire. Ancak bir kere var olduktan sonra, yokluğu yaşayamadığınız için, var olmanın değerini kavramak güç olabiliyordu kimi zaman. Belki de en iyi kavrayışa, yokluğa yeniden yaklaşırken ulaşıyordunuz. İki yokluk arasındaki bir çizgiydi yaşam ve en temel mutluluk, bu çizginin üzerinde olabilmekti galiba.
Yaşamak, tabiatın en küçük kımıldamışlarını sezerek, hayatın sarsılmaz bir mantık ile akıp gidişini seyrederek yaşamak; herkesten daha çok, daha kuvvetli yaşadığını, bir ana bir ömür kadar çok hayat doldurduğunu bilerek yaşamak... Ve bilhassa bütün bunları anlatacak bir insanın mevcut olduğunu düşünerek, onu bekleyerek yaşamak...
Reklam
Dünyada bana hiç bir şey, tabiattan melül bir insanın zorla gülmeye çalışması kadar acı gelmemiştir.
Anlamsızlık duygusunun nedenine gelince, aşırı basitleştirme de olsa, insanların yaşamalarını sağlayacak çok şeyin bulunmasına karşın, uğruna yaşayacakları bir şeyin olmadığı söylenebilir; insanlar araçlara sahip ama amaçları yok.
Sayfa 152Kitabı okudu
Mutluluk aranmaz; ortaya çıkması gerekir. İnsanın mutlu olmak için bir nedeni olmalıdır. Bu neden bulunduktan sonra mutluluk otomatik olarak gelir.
Sayfa 150Kitabı okudu
“İkinci defa yaşıyormuşçasına ve ilk kez şimdi yapmak üzere olduğunuz gibi hatalı hareket etmişçesine yaşayın!”
Sayfa 123Kitabı okudu
Bu dünyada iki insan ırkı olduğunu, ama sadece iki ırk olduğunu -soylu insan “ırkı” ve soysuz insan “ırkı”- öğrenebiliriz. Her ikisi de her yerde bulunur, toplumun her kesimine sızar. Hiçbir grup sadece soylu ya da sadece soysuz insandan oluşmaz. Bu anlamda hiçbir grup “arı ırk” değildir.
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
“Beni öldürmeyen şey, beni daha da güçlü kılar.” Nietzsche
Gözyaşlarından utanmamız gerekmiyordu, çünkü gözyaşları, bir insanın, cesaretlerin en büyüğüne, acı çekme cesaretine sahip olduğuna tanıklık ediyordu.
Yaşamdan ne beklediğimizin gerçekten önemli olmadığını, asıl önemli olan şeyin yaşamın bizden ne beklediği olduğunu öğrenmemiz ve dahası umutsuz insanlara öğretmemiz gerekiyordu.
Sevgi, sevilen insanın fiziksel varlığının çok çok ötesine geçer. Sevgi en derin anlamını, kişinin tinsel varlığında, iç benliğinde bulur. Sevilen kişinin gerçekte orada olup olmaması, yaşayıp yaşamaması, bir anlamda önemli olmaktan çıkıyor.
Gerçek: İnsanın özleyebileceği nihai ve en yüksek hedef, sevgidir. Tam bir yalnızlık konumunda, insan kendini olumlu eylemle dile getiremediği, çektiği acılara doğru bir tavırla -onurlu bir tavırla- katlanmaktan başka yapacak hiçbir şeyi olmadığı zaman, sevdiği insana ilişkin içinde taşıdığı imgeye sevgiyle yoğunlaşarak doyuma ulaşabiliyordu.
51 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.