Elif Ecem

Memnun olmadığımız yaşamlarımız için başkalarını suçlamak her zaman çok kolaydı. Aileni, arkadaşlarını, sana eğitim veren insanları, çevreyi, toplumu, sistemi ya da dünyayı... Ama ne olursa olsun, hangi şartlarda yaşarsan yaşa, insan ilk önce kendini suçlamayı öğrenmeliydi. Yeri geldiğinde kendini büyütmek, kendini eğitmek ve kendini terbiye etmek zorundaydın. Aynı zamanda kendini suçlamak da zorundaydın.
Reklam
Terk eden insanlar hep böyleydi, çeker giderlerdi ama sizden aldıkları hiç bitmezdi. Yokluklarıyla bile var olmaya devam ederlerdi.
İnsanlığımız da yaşadığımız alanlarla kısıtlanıyordu. Baktığın yerde ne varsa, dünya ondan ibaret sanıyordun.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bilirsin, yıkıp geçmeyi iyi bilirim ben. Kızma öyle, benim de bir harabeden farkım yok; oradan biliyorum.
Yürürken sessiz olmayı ben sevmiyordum. Sessizliğin ürkütücü bir ağırlığı vardı. "Ne fark eder?" Baran Tandemir'e yakışan bir cevap aldıktan sonra kumların arasında bata çıka yürümeye devam ettim. Haklıydı, bir şey fark etmezdi ya, soru olsun işte. Ses olsun. Bir çift laf olsun ama şu kimsesizlik hissi olmasındı.
Reklam
Reklam
356 öğeden 316 ile 330 arasındakiler gösteriliyor.