Elif Özge YILMAZ

Elif Özge YILMAZ
@eliffozge
Reklam
Sonucun her şart altında doğru olup olmadığını test etmek için kullandığımız en yaygın metot, bir karşı örnek bulmaya çalışmaktır. Çünkü tek bir karşı örnek dahi, o argümanı ve aynı biçime sahip tüm argümanları çürütmeye yeterli. Bir başka ifadeyle, sonuç tesadüfen doğru olabilir, ama yanlışın tesadüfü olmaz.
Bunun gibi başını, sonunu, öncülünü, ardılını açık seçik görebildiğimiz akıl yürütme örneklerine argüman deniyor. Sıradan düşünce biçimleriyle kıyaslarsak özellikleri şunlardır: • Sistematik biçimde inşa edilir. • Laf olsun torba dolsun diye söylenmez, bir ikna amacı taşır. • Amaca yönelik olmayan tüm fazlalıklarından arınmıştır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Akıl yürütmemizin geçerliliği de basit bir soruya bağlı: Başlangıç noktamızın doğru olduğunu varsayarsak, vardığımız sonuç doğru olmak zorunda mı?
Biçimsel mantık (formal logic), adı üstünde, düşünce akışımızın içeriğiyle değil, biçimiyle ilgilenir. Biliyorum, çocukluğunuzdan beri önemli olanın iç güzelliği olduğunu duydunuz ama akıl yürütmede durum tersi: Şekil ve şemail düzgün değilse gerisi önemsiz.
Reklam
Safsatalar, bazısı irrasyonel olan birtakım derin tutumların, iletişime yansıyan semptomlarıdır. Bir başka ifadeyle, belli bir konudaki safsataları incelemek o konunun doğasına ışık tutar ama asıl aydınlattığı şey, onu tartışanların doğasıdır.
Ünlü fizikçi Demirel'in de dediği gibi, "Dün dündür, bugün bugündür."
• ad hominem (kişiye yönelik) • ad ignorantiam (cehalete yönelik) • ad verecundiam (otoriteye yönelik)
Kısacası Descartes, âdeta Matrix'te olduğunu farz eder ve sonradan sayısız sarhoş muhabbetine meze olacak o soruyu sorar: "Ya bir simülasyondaysak?"
"Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür. Halay ise her yere." -Mahmut Tuncer
Reklam
Einstein'ı yutan kuantum devrimin önderi Max Planck'ın -ki kendisi Einstein'ın görelilik fikrine ilk destek verenlerdendi- ikna olma kapasitemiz hakkında şahane biz gözlemi vardır. Çoğu zaman, "Bilim, her cenazeyle biraz daha ilerler," şeklinde kısaltılır ama aslı daha güzeldir: "Yeni bir bilimsel gerçek, karşıtlarını ikna ederek ve ışığı görmelerini sağlayarak galip gelmez. Karşıtları en sonunda ölüp, yerlerini bu fikirlere aşina yeni bir nesle bıraktıkları için galip gelir."
• Önce dikkat çek (sizi niye dinlesinler?) • Ethos oluştur (niye sizi dinlesinler?) • Örnekler aracılığı ile logos inşa et (niye haklısınız?) • Sonunda güçlü bir pathos izi bırak (niye eyleme geçsinler?)
Üç Silahşor'un aslında dört kişi olması gibi, Retorik'te de dördüncü bir bileşenden bahsedilir: Diğer tüm ikna yollarının doğru yerde ve zamanda kullanılması anlamına gelen kairos.
Dolayısıyla tartışmaların akışını belirleyen asıl yaklaşım, üçüncü silahşörümüz olan pathostur. "Acı çekmek" veya "tecrübe etmek" manasına gelen bu terim, duygularımızı körüklemeyi ve bazen onları düpedüz istismar etmeyi anlatır.
505 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.