Elif Sâra

Yanılgımız çoğu kez kendimizi, bizden önce yaşamış olanlardan daha akıllı sanmamızdan kaynaklanmıyor mu?
Sayfa 73 - Vedat Dalokay 'Güvercinler'Kitabı okudu
Reklam
Zihin ve gönül dünyamızda medeniyet tasavvurumuz diri ve güçlü ise kendi sanatımızı tanır ve duygusal alanımızda o sanatla ilişki kurarak huzur ve zenginlik kazanırız. Çünkü insanın fiziksel varlığının birtakım nesnelere muhtaç olması gibi duygusal alanı da duygusal eser ve birikimlerle beslenmek ihtiyacındadır. Bu beslenme, sadece ve sadece ait olduğumuz medeniyet tasavvurunun değerler sistemine uygun eserlerle ve olgularla gerçekleştirilebilir.
Birey kendini idrak eden çocuk haline geldiği safhadan itibaren ailesi ve diğer yakın özneler tarafından belli sanat eserleriyle belli koşullarda tanıştırılıyor ve bu tanışma, aile tarafından yönetilen belli nitelikteki bir eğitim süreciyle neticeye bağlanıyor. Bu süreç; içinde yaşanılan zaman dilimine, mensup olunan sosyal çevreye, bu çevrenin hâkim aktörlerine ve imkânlarına bağımlı olarak aile ve yakın öznelerce yönetilmektedir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sanat, insanoğluna ait ve toplum içinde oluşturulan bir faaliyettir. Onu bir birey üretiyor ve diğer bireylere sunuyor. Bu basit gözlem bile bize sanatın bireyden ve toplumdan bağımsız bir şekilde düşünülemeyeceğini ve değerlendirilemeyeceğini ifade eder.
Zihninde hükmedici bir düşünceye sahip olan biri için samanlıktaki iğneler ayağına gelir, tıpkı bir mıknatıs gibi çeker onları.
Reklam
Reklam
123 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.