Elif Akçay

Gerçi hiçbir hikâyenin başı olmaz. Her şey iç içe geçerken, zaman içinde hayat düz bir çizgiye dönüşmüşken, bizim olayları kavramaya başladığımız bir an vardır, fakat gerçekte o an hikâyenin başı değildir. İnsanın, hayat düzenini altüst eden hikâyelere bir başlangıç anı belirlemek gibi nafile bir çabası vardır. Bu da bir çeşit güvenlik arayışı aslında. Böylece hangi başlangıç anları, nasıl sonuçlara yol açıyor diye hesap edebilir insan. Kendince notlar alır günlüğüne.
Reklam
"Doktorların nesi var? Neden yalnızca var- lıklarının bile önemli olduğunu anlayamıyorlar?" diye sordu bana."Neden önerebilecekleri başka bir şey olmadığı anın, kendilerine en fazla ihtiyaç duyulan an olduğunu fark edemiyorlar?"
Sayfa 30 - PegasusKitabı okudu
Grubun tartışamayacağı kadar zor bir konu yoktu ve bütün kritik tartışmalarda Paula önemli bir rol oynuyordu. Örneğin bir oturum, Eva adında bir hastanın o hafta aniden kalp yetmezliği yüzünden uykusunda ölen bir arkadaşına duyduğu kıskançlığı anlatmasıyla başladı. "Ölmenin en iyi yolu bu," dedi Eva. (...) Bununla birlikte Paula her zamanki ikna ediciliğiyle ani ölümün en kötü ölüm olduğuna dair görüşünü zarif bir şekilde anlattı: "Diğerlerini, kocanı, arkadaşlarını ve en önemlisi de çocuklarını ölümüne hazırlamak için zamana ihtiyacın var, aceleye getirilmemiş zamana," dedi. "Hayatın bitirilmemiş işleriyle ilgilenmen gerekiyor. Çünkü projelerin gelişigüzel bir şekilde bir kenara atılamayacak kadar önemli. Tamamlanmayı ya da çözümlenmeyi hak ediyorlar. Aksi halde hayatın ne anlamı var ki?
Sayfa 42 - PegasusKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Freud ilk rüyanın deneyimsiz olduğunu v oldukça fazla şey açığa çıkardığına inanıyordu çünkü başlangıçta ve hastalar acemidir ve savunma oluşturmamışlardır henüz. Terapide daha sonra terapistin oldukça becerikli rüya yorumu yeteneklerinin olduğu açık hale gelince bilinçdışımızda yaşayan rüya dokumacısı daha dikkatli olmaya başlıyor, daha karmaşık ve kafa karıştırıcı rüyalar üretmenin yolunu buluyordu.
Sayfa 108 - PegasusKitabı okudu
Her şeyden aldığımız tesiri kendi varlığımızla açıklayarak ve izah ederek cansız şeylerde de kendimizinki gibi birer ruh varmış gibi vehmederiz. Mesela bir ağacın çırpınarak rüzgârla mücadelesi, gökte bir bulutun koşması bizi onlarda bir canlılık bulunduğu vehmine düşürür. Bizden taşan hayatla her şeyi canlı ve anlamlı görürüz.
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
Reklam
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.