seni usul usul kemirir
tahtayı ve defteri
ve binlerce başka boş şeyleri kemirir gibi
ve sonunda sen, bir çay bardağına dalacaksın burgaçtaki sandal gibi
ve ufkun derinliklerinde, yoğun sigara dumanı ve anlamsız çizgilerden
başka bir şey görmeyeceksin .
ben gecenin sığınınasında
çılgınca yıkılıp dökülüyorum
ağır saçlarımla, senin ellerinde
ve bu yeşil genç sıcak ikiimin tropikal çiçeklerini sana sunuyorum
benimle gel
benimle o yıldıza gel
görüyorsun ah
benim tenim nasıl yarılıyor
süt. soğuk memelerimin mavi damarlarında nasıl mayalanıyar
kan nasıl
kıkırdaksı yeşerişine benim sabırlı belimde
başlıyor.
ben senim
ve seven birisi
aniden silik bir bağ bulur
binlerce gurbetli bilinmeyen şeyle
ve benim sarhoş toprağımın tüm koyu şehvetiyle
ki tüm suları kendine doğru çekiyor
tüm ovaları verimli kılmak için.
ah, ben şehvetle doluydum
ölüm şehvetiyle
memelerim korkunç bir duyguyla gerildi ah,
ben anımsadım.
ergenliğimin ilk gününde
tüm vücudum
masum bir şaşkınlık içinde açıyordu
o silik, o tutuk, o belirsizlikle
birleşmek için