166 syf.
·
Not rated
Ziya Gökalp bu kitabında, Türk milli kültürünün temel öğelerinden olan masalları, koşmaları ve destanları, hafızalarda daha kalıcı olacağına inandığı için şiirle anlatmış. Kitap önsöz, Turan şiiri ile başlıyor ve masallar, koşmalar ve destanlarla devam ediyor.
"Vatan ne Türkiye'dir Türklere ne Türkistan;
Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan..."
Alsancak İskelesi, overlok, asker bavulu, Nurhayat, Adana Seyhan Oteli, dansöz kıyafeti, Emine, burma bilezik. Maşatlık, tahta basamaklar, Sevgi, boşanmak, beyaz şarap, eski Mudanya yolu, Esme, Rumlardan kalma ev, tütün ilacı, çinko kevgir, taşlığa vu ran ay, Şengül, Yeşilırmak, çay bahçesi, yetiştirme yurdu, Nihal, Ankara Il Radyosu, Cebeci, goralı sandviç, Tansel Plak, Nazan, Si- nop Kalesi, kuğu biblo, çeyiz, Yıldız, Kanat Turizm, mola yeri, Çanakkaleli Perihan, Meltem, Cacabey Camii, ilk tayin, saat kulesi. rüzgargülü, Tülay, Erzurum dağları da kar ile boran, Yakutiye Medresesi, iki bavul, Fotoğrafçı Aram, Suna, Diyarbakır surları, terörle mücadele, Küçe Sofrası, Häkimehanım, Aslı, Lüks Terzi, Foto Zafer, Taş Sinema, Nebahat Abla, sundurma, elma-armut kurulan, zehir sağmak, Asiye, Pozcu Mahallesi, sabahın beşi. yazlık bahçe, Zozan, Esenler Otogan.
Her biri ayrı bir kadın hikayesi olan bu kitapta hayatı omuzlamış kadınlar, zorlukların üstesinden gelen kadınlar, ırkçı tavırlarla dışlanmış kadınlar ve daha nicesinden bahsediliyor. Son hikayede ise Esenler otogarında karşılaşan bu hayatlar: her biri ya İstanbul'a gelmiş ya da istanbul'dan yurdun çeşitli yerlerine giden farklı kadınları betimliyor. Herkesin bir hayat koşturmacası olduğunu görüyoruz bu hikayede ucu her kadına temas eden.
Keyifli okumalar...
Montgomery hakkındaki dilimizdeki en iyi kaynak!
Kronik Kitap tarafından 2023 yılı Nisan ayında basılan 64 sayfalık kitap Ali Kaan Cerit tarafından tercüme edilmiş. Osprey’in standart formatında, bir çizginin altına düşmeyen kalitesi ile okuyucuya sunulan kitap içerik bakımından, standart bir bölümlendirme ile “Giriş, Gençlik Yılları, Askerlik Yaşamı, Kader Saati, Rakip Komutanlar, Komutanın
Seriyi tamamlayan birçok okurun aklındaki soru; neden, neden?
Neden bir insan son kitabı ile güzelim seriyi mahveder?
Caraval'ı okumadım ama okuyanlar Jacks'i o seriden beri tanıdıklarını yazmışlar. Yani aslında herkes bu seriyi esasında Jacks için okuyor. Caraval'ı okumadığım halde ilk kitaptan sonra ikinciye ve üçüncüye bir heyecanla başlamamın tek sebebi Jacks karakterini çok sevmemdi ama sevgili yazarımız son kitabında saçma sapan bir yan karaktere ana karakterden daha çok yer vermiş.
Kitabın toplasan bi 100 sayfası falan Jacks ile ilgili bölümler okuyoruz sanırım.
Kitap kötü değildi, kesinlikle yine akıcılığını kaybetmemişti ama bir sürü soruyu da yanıtsız bıraktı.
Olumsuz düşüncelerimi sıralayacak olursam;
- elma gizemini hala merak ediyorum
- sonunun en azından bir bölüm daha uzatılmasını ve jacks ile evangeline'in sonrasında nerede nasıl yaşayacaklarının yazılmasını isterdim.
- Apollo bu kadar yazılmamalıydı, kitap boyunca Jacks yerine Apollo'nun psikopatlıklarını okuduk.
- Evangeline hakkında iyi düşünmeye çalışıyorum ama düşünemiyorum. Sevemediğim kız karakterlerden biri olarak kalacak aklımda.
Bunlar dışında seriyi okuyabilirsiniz, bir kitabı sevmezsem okumam haftalar sürebiliyor ama bu seri için duruma bakıldığında; 3 günde 3 kitaplık seriyi bitirebileceğim kadar akıcıydı
Kitabı kapağına göre yargılamayın nokta. {kitap, kitap değil}
.............
...................................
......
....
...............,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,
Şevkle okumaya başlayıp elimde sürünen bir kitap oldu maalesef. Okurken tarihten mi anlatıyor yoksa kurgu mu hayal mi diye ayırt etmekte güçlülük çektim. Belki uzun bir sürede okumamdan kaynaklı olabilir lakin tarihi okumak isterken, değişik bir kurgu ve hayal okumuş gibi hissettim. Dil anlatımını Ahmet Şimşirgil hocaya benzettim fakat yazarın tarihten ziyade kurgu gibi anlatmasıyla Ahmet Şimşirgilden ayrılıyor. Ayrıca Ahmet Şimşirgil'in anlatımı sade de olsa Kızıl Elma'da sürekli kendini tekrar eden kelimelerle karşılaştım. Biraz sıktı beni. Anlatımı çok yalın. Ben tarihi bir roman beklerken maalesef zayıf bir anlatım ve dille karşılaştım. Belki beklentim çok fazlaydı ama konusunu, anlatım biçimini de dilini de güçlü bulamadım. Kitabın anlatımını biraz Mustafa Necati Sepetçioğlu'nun "Benim Adım Yunus Emre'nin" diline benzettim akışı anlatım biçimi benziyor fakat Kızıl Elma sürükleyici bir kitap değildi. İkinci kitabı Ayasofyayı okuyup okumamakta tereddütte kaldım.Baklentimin çok altında oldu. Okuyacaklara tavsiyem başladıklarında kısa bir sürede okumaları çünkü bir sürü kişi var başlık başlık ayrılıyor hatırlamak için çok fazla bekletmemek gerek. Kitapın içine giremediğim için elimde süründü.
