Tanabay yattığı yerde sarsıla sarsıla ağlıyordu. Ömründe bir kez, son kez, ele geçirdiğini artık yitirdiğini bildiği içindi bu ağlaması.
Ben yaşadıkça sen hiç ölmeyeceksin. Çünkü her zaman hatırlayacağım seni.
Reklam
Gökyüzünde sıra sıra uçuşan kazların kanat çırpınışına kendi kanatlarının gücü yetmediği için geride kalıp tek başına donarak ölen kaz gibi ölmek istemiyorum, kanat çırparken ölmek istiyorum. Bir yuvadan uçup gideceğim zaman, o yuvayı benimle paylaşanlar üzerimde cıvıl cıvıl uçuşsunlar, işte benim armağanım bu.
İyi kadın kötü erkeği güçlü kılar, kötü kadın iyi erkeği hor kılar.
Sonumuza varan yol, evimize varan yoldan daha kısa artık.
İnsanı yaşlandıran yıllar değil, çile idi.
Reklam
Babalar ölür ama oğullar onu yaşatırlar.
Hayat dediğin bu işte, bir gün bitiverir.
Üzüntümü, duygularımı böylesine açığa vurmam niye? Nelere uğradığımı, ne kadar acı çektiğimi herkes görüp anlasın diye mi?
İnsan denen varlığa, yalnız bir kez verilen cana nasıl kıyardı?
Reklam
Yaşamak, çalışmak, uz gitmeyen işler için kaygılanmak… Hiçbir şeyin anlamı, değeri yoktu artık. Hiçbir şeyi, hiç kimseyi görmek istemiyor, onu hiçbir şey ilgilendirmiyordu.
İnsan yaşlanır ama gönlü yaşlanmak istemez.
" Zaman kimseyi kayırmaz, her canlı yaşlanır, her şey eskir. "
“ Bir insanı yaşamının sonunda, ölüm döşeğinde ya sa ölünce anımsarız. Yitirdiğimiz kimsenin değeri, nasıl bir insan olduğu, iyi yönleri, yaptığı işler o zaman daha iyi anlaşılıyor herhalde. “
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.