Kendimizden kurtulamadığımız zaman, kendimizi yiyip bitirmenin tadını çıkarırız.
Niçin Tanrı o kadar soluk, o kadar dermansız ve o kadar vasat bir çekiciliktedir? Niçin ilginçlik, tutarlılık ve güncellikten yoksundur ve bize o kadar az benzer? Bundan daha az insanbiçimli ve bundan daha ucuz bir biçimde uzak bir imge var mıdır? Bu kadar soluk parıltıları ve bu kadar sallantılı kuvvetleri nasıl yansıtabilmişizdir O'na? Enerjilerimiz nereye akıp gitmiştir? Arzularımız nereye boşalmıştır? Hayat veren küstahlık fazlamızı kim alıp götürmüştür peki?
Reklam
İnsanları çekip çevirebilmek için, zaaflarını paylaşmak ve bunlara yenilerini ilave etmek gerekir. Papalara bakın: Kendilerini zinaya, enseste verip, katletmeye de devam ettikçe asırlarına hükmediyorlardı; ve Kilise'nin gücü herşeye kadirdi. Dinin buyruklarına uyduklarından beri düşe düşe bir hal oldular: İmtinaları gibi ılımlılıkları da onlara uğursuz gelmiş olacak; saygıdeğer hale geldiklerinden, artık kimse onlardan çekinmiyor. Bir kurumun ibret alınacak batışı.
Halbuki gözlerin işlevi görmek değil ağlamaktır; gerçekten görmek için de gözlerimizi kapatmamız gerekir.
Sayfa 88
Hayata uyma yeteneğimin sırrı mı? Gömlek değiştirir gibi ümitsizlik değiştirdim.
Bitkisel bir bilgeliğe doğru: Bir ağacın gülümsemesine karşılık, bütün korkularımdan yüz çevirirdim...
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.