Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
LÜTFEN OKUYUN!
SONUNA KADAR OKUYUN! İbn-i Abbas (r.a.) Hazretleri'nden naklen Muaz b. Cebel rivayet ediyor: - Bir gün Resulullah (s.a.v.) ile beraberdik. Ensardan birinin evinde toplanmıştık... Tam bir cemaat olmuştuk. Sohbete dalmıştık. Bu arada, dışarıdan bir ses geldi; - Ev sahibi... İçerdekiler.. Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir
HADİ LAN!!
Karacıların komutanı tatbikat sırasında bir asker çağırmış. Asker: -"Emret komutanım" diyerek yanına gitmiş. Komutanı yere yatmasını istemiş. Daha sonra da bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir vermiş. Asker kılını bile kıpırdatmadan yattığı yerde beklemiş ve malumunuz ezilmiş. Komutan diğerlerine dönerek: -"İşte cesaret" demiş. Havacıların komutanı bir asker çağırmış. Asker: -"Emret komutanım" diyerek komutanının yanına gitmiş. Komutanı helikoptere binmesini emretmiş. Asker helikoptere binmiş ve havalanmış. Daha sonra komutanı askere aşağıya paraşütsüz atlamasını emretmiş, asker de emre itaat etmiş ve atlamış. Yere çakılmış ve can vermiş. Komutan da diğerlerine dönerek: -"İşte cesaret" demiş. Sıra gelmiş denizci komutana. Denizci komutan askerini çağırmış. Asker çakı gibi hazırola geçmiş ve; -"Emret komutanım" demiş. Komutan; -"Derhal denize atla ve 10 dakika yüzeye çıkma" demiş. Asker; -"Hadi lan" demiş. Komutan diğer komutanlara dönerek: -"İşte asıl cesaret bu" demiş. .... Asıl cesaret ülkede yaşananlara, zulümlere, zamlara, yolsuzluklara, haksızlıklara katlanarak yavaş yavaş ölüp yok olmak değil, halkın düzenini bozup, kendi düzenini sağlayanlara "HADİ LAN" diyebilmektir.
Gülse Birsel
Gülse Birsel
Reklam
Fâtiha Sûresi / 5.Ayet 5. (Ey Rabbimiz!) Yalnız sana (ibadet ve itaatle) kulluk eder ve (her hal ve ihtiyacımızda) ancak senden medet umar/yardım dileriz. Bu âyet inananların Allah’a verdiği bir taahhüttür. Bilmemiz gerekir ki Allah’a kulluk, yalnız O’na ibadet etmekle değil, hem ibadet hem de emir ve yasaklarına itaatle gerçekleşir. Çünkü Allah, yalnız ibadet ilâhı değildir. Bunun içindir ki İslâm “lâ ilâhe illallah” ile başlar, “iyyâke na‘büdü” ile yürürlüğe girer. Kur’an’da birçok yerde Allah’a kulluk emredilir. Çünkü insanları, bütün emirlerine itaatte kul etme hakkı ancak O’nundur. Zaten Allah da insanları bunun için yaratmıştır.2 Çünkü Bir’e kul olmayan bine kul olur; Allah’a kullukta yücelik ve hürlük, kula kullukta ise esaret ve küçülme vardır. Seyyid Kutub, tefsirinde; “Öyle bir zaman gelir ki insanlar, Allah’ı sözde inkâr etmeyebilir, O’na ibadeti de terketmezler ama o ibadeti ya birine gösteriş olarak yaparlar, ya helal ve haramı (serbestlik ve yasakları) tayin ve ilanda, başkalarının İslâm’a aykırı emirlerine istekle itaat ederler ya da İslâm’a aykırı olarak bir kimseye sığınmak ve ondan bir pâye elde etmek isterler ki 3 bu durumda onları rab kabul etmiş, onlara tapmış ve kulluk etmiş olurlar.4 Böylece ‘müslümanım’ dedikleri halde –Allah korusun– şirke düşerler.” der. “İslâm öncesi Arap müşrikleri de ideolojileri yönünden Allah’ı inkâr etmiyorlar fakat O’nun, hayatlarında hükümleri geçerli olan Rab olmasını kabul etmiyorlardı. İşte Allah’a Rab, Mâlik (Hükümran) ve tek İlâh olarak5 inanmamak şirk olur.”6
Feyzü'l Furkan (Orta Boy - Ciltli - Şamua)
Feyzü'l Furkan (Orta Boy - Ciltli - Şamua)
ALLAH'TAN BAŞKASINA İBÂDETİN ANLAMI
Allah'tan başkasına ibâdet; insan, cin, melek, şeytan, atalar, liderler, hükümdarlar, bilginler, veliler, sâlih kişiler gibi canlı ve cansız varlıkları ilah ve rab kabul etmek, onlara Allah'a isyan konusunda itaat etmek, boyun eğmek, dua edip yalvarmak, kurban kesmek, kulluk etmek, secde etmek, eğilip saygı göstermek, Allah yerine mâbud
Allah'tan kork, kul hakkından sakın, takvaya sarıl
Çünkü, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “(Gerçek) müslüman, insanlarin elinden ve dilinden güvende olduğu (zarar görmediği) kimsedir. (Gerçek) mümin de, insanların şerrinden emin olduğu kimsedir." (Buhârî, İmân, 4, Müslim, İmân, 64; 2) Hz. Ebû Bekir es-Siddîk [radıyallahu anh] der ki: "Allah'a itaat etmek suretiyle O'ndan ittika et (sakın/korun). Takva ile O'na itaat et. Elini, müslümanların kanını akıtmaktan; karnını, (onların) mallarını yemekten; dilini de (ırzları hakkında ileri geri konuşmaktan) koru. Kalbine gelen her şeyde (hatarat) nefsini hesaba çek." Muhâsibî er-Riâye adlı eserinde "kalbe gelen şeyler" hakkında şunları kaydetmiştir: "Hatarât, her hayır ve şerre götüren kalbî isteklerdir ve üç kısımdır: 1. Rahmân olan Allah'tan bir uyarma şeklinde olur. Hz. Peygamber, birçok kişiden rivayet edilen bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor: "Allah kime hayır dilerse, kalbine, kendisine nasihat edecek bir ikaz edici verir" (Tirmizî, Tefsîr, sûre 2). 2. Nefsin emir ve teşvikiyle olur. Allah'ın peygamberi İsrail'in (Hz. Yakub'un) diliyle aktarılan şu âyet konumuza bir delildir: "Belki de nefislerinizin size (kötü) bir işi güzel gösterdi (teşvik etti)" (Yusuf 12/18). 3. Şeytanın kötüyü süsleyip güzel göstermesi, vesvese vermesi ve dürtmesi ile olur. Bundan dolayı Allah, Hz. Peygamber'e böyle bir durumda kendisine sığınmasını emretmiştir: "Eğer şeytandan bir fit gelip seni dürterse hemen Allah'a sığın. Çünkü 0, işitendir ve bilendir." (A'râf 7/200, Muhâsibî, Riâye, s. 85-87)
Tevbe suresi 71. ayet,
Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin dostu ve yardımcısıdırlar. İyiliği emir ve tavsiye eder, kötülüklerin önünü almaya çalışırlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, Allah'a ve Rasûlü'ne itaat ederler. İşte onlar, kendilerine Allah'ın merhametle muâmele edeceği seçkin kimselerdir.
673 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.