Emir

Emir
@emir8561
Her şeyi anlamıştım. Ben inancı, yaşamın gücünü arıyordum, onlarsa insanlara karşı malum insani görevlerin yerine getirilmesinde en iyi yöntemleri arıyorlardı.
Reklam
Tüm farklı inanışlardan din adamları, bunların en iyi temsilcileri, bana kendi inançlarının gerçek olduğunu, diğerlerinin yoldan çıktığını, yapabilecekleri tek şeyin onlar için dua etmek olduğunu söylediler sadece.
İnanç yaşama gücüdür. Eğer insan yaşıyorsa herhangi bir şeye de inanıyordur. Bir şeyler için yaşaması gerektiğine inanmasaydı yaşayamazdı. Eğer sonu olan şeylerin aldatıcı olduğunu görmüyor ve anlamıyorsa sonu olan bu şeye inanır; eğer sonu olanın aldatıcı olduğunu anlıyorsa, sonsuz olana inanmak zorundadır. İnançsız yaşamak mümkün değildir.

Reader Follow Recommendations

See All
İnanca göreyse, hayatın anlamını kavramak için anlamın gerek duyduğu aklı reddetmek zorunda olduğum sonucu çıkıyordu ortaya.
Hayat anlamsız bir kötülüktür, bundan kuşku yok diyordum kendime. Ama ben yaşadım, hala yaşıyorum, bütün insanlık da yaşadı ve yaşıyor. Bu nasıl bir şey? Yaşamamak mümkünken neden yaşıyor? Ne yani bir tek ben ve Schopenhauer mi hayatın anlamsızlığını ve kötülüğünü anlayacak kadar akıllıyız?
Reklam
"Hayatımın, ileride kaçınılmaz şekilde beni bekleyen ölümle yok olmayacak bir anlamı var mı?
Dünya sonsuz ve anlaşılmaz bir şeydir. İnsan yaşamı, bu akıl ermez "bütünün" akıl sır ermez bir parçasıdır.
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
İtiraf
İtirafLev Tolstoy
8.3/10 · 23k reads
Ah baylar, belki de ben ömrüm boyunca başlamayı da, bitirmeyi de beceremediğim için kendimi akıllı bir adam sayıyorum.
İlkin sevmek elimden gelmezdi, çünkü bence sevmek, manevi üstünlük kurmak, zorbalık etmek anlamına gelir. Ömrüm boyunca başka türlü düşünmedim; hatta şimdi bile bazen sevginin sevdiğimizin bize gönül rızasıyla bağışladığı, kendine zorbalık etme hakkından ibaret olduğunu düşünüyorum.
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
Dünyada ne varsa güzellik ve yükseklik açısından görür, pisliği tartışma götürmeyecek en el dokunmaz çirkefte bile güzel ve yüksek taraflar bulurdum.
Bir kere kendini duygularına kaptır, bir anlığına şuurunu susturup, düşünmeden, esas aramadan hakaret et, nefret et, birini sev, daha doğrusu boş durmamak için bir şeyler yap bakalım. En geç öbür gün bu bilinçli kandırmaca yüzünden kendi kendini küçümsemeye başlarsın.
İyiyi, "güzel ve yüksek şeyleri" ne kadar çok anladıysam, o kadar derinlerine battım, sıkıştım kaldım içlerinde.
Baylar yemin ederim ki, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; gerçek, tam manasıyla bir hastalık.
Evet efendim, on dokuzuncu yüzyıl adamı en başta karaktersiz olmalı, böyle olmaya manen mecburdur; karakter sahibi, çalışkan bir insansa oldukça dar kafalıdır.
223 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.