METİN AKPINAR “Annesinin zorlandığı her işe o koşuyordu. Camları silmekten tutun da yerleri süpürmeye kadar... Güney ablası da evlenip evden gidince Metin artık evin hem oğlu hem kızı olmuştuadar.. Her iş geliyordu elinden. Karşı komşu Sudi Saka, sporcu.. Bahçesinde barfiks vardı. Arada sırada çağırırdı genç Metin'i, birlikte antrenman
Sabahki rotam; Emirgan Korusu 🧭
Reklam
Mihramah Cami ve Valide Sultan Cami'nin karşılıklı okudukları ezanı, kız kulesini gün batımında seyretmeyi, Sultan Ahmet Cami'ni seyretmeyi, Eyüp Sultan Cami'sinde namaz kılmayı, Süleymaniye Cami'nde dinlenmeyi, Aziz Mahmud Hüdayi Cami'sinde Gönenli Mehmet Efendiyi düşünmeyi, Fethi Paşa Korusu'nu, Yıldız Parkı'nı, Pierre Loti'yi, Emirgan Korusunu, adaları, en çok da sahili özledim. Kaybolmayı bile özledim, İstanbul. Çok özledim.
Ben bir bekçi olmalıydım...
Dersteyiz, yanılmıyorsam Hoca(Behçet Necatigil) nazım biçimlerini anlatıyor. Birden Iapa Iapa kar yağmasın mı? Ben, bir güneyli olarak dersi bıraktım, gözüm pencerede, karın yağışını seyrediyorum. Necatigil de dersi bıraktı, karı seyretmeye başladı. Ben en öndeyim. Bana yavaşça döndü, 'Neyime ögretmenlik benim, ben Emirgân Korusu'nun bekçisi olmalıydım,' dedi ve yine dışarıyı seyretmeye başladı." (Sabit Kemal)