Bir ben miyim kapıları şaşıran,
Her yokuşun başında?
Bir ben miyim, ekmek arasına,
Canını doğrayıp-doğrayıp yutan?
Bir kedi bile sağarken yüreğini,
Telaş içinde, yavrusuna;
Ey acımasız acuze,
Utan şu türbelerinden,
Minarelerinden utan!..
İstanbul.. ey İstanbul ey!.
Acılar kraliçesi...
Savaşın ve bozgunların gariban çiçeği!
Ve ey, teslimiyete düşmenin,
O hazin gerçeği!..
Bayraklarım kanıyor,
Sormuyor musun?..
Allah' ım düşmanımı düşürmesin bu zaafa,
Sanki her noksanımı mecburum itirafa,
Hangi şarkıya girsem, notalar do re mi fa
Sol diyorum sana sol, la sesim sende kalmış.Gel Tanrıya borcunu teslim etsin bu yürek,
Tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek,
Kelime-i şahadet getirmem için gerek,
Son diyorum sana, son nefesim sende kalmış
Son vapurda, bir kadına rastlar,
Kibarca gülümsersin.
Kaybettin, geri gelmez artık.
Vapur gider bir yana,
Kadın gider bir yana,
Kalbin kalır ortada.
Yalnızca bir anlıktır mutluluk.
Sevdalar, heyecanlar;
Hepsi bir anlık.
Kalansa, tortusudur hayatın,
Yalanlar ve acılar;
Bir de yalnızlık.
Anne ben geldim, üstüm başım
Uzak yolların tozlarıyla perişan
Çoktan paralandı ördüğün kazak
Üzerinde yeşil nakışlar olan
Anne ben geldim, yoruldum artık
Her yolağzında kendime rastlamaktan
Hep acılı, sarhoş ve sarsak
Şiirler çırpıştıran bi adam.
siz gecenin dördünde boş sokaklarda yürürken kaldırım taşları konuşmaz sanıyorsunuz bense onları bir an bile susturamıyorum...
"sen mutluluğu bile başkasının yazdığı kitaptan okuyan adamsın oğlum, yıllardır kurduğun hangi hayal gerçek oldu da hala hayal kuruyorsun..."
Havasız bir delikte
Gıcırdayan somya üstünde yatakta
Yakalanmışsın berbat bir öksürüğe
Hah? Gel de şarkı söyle
Ama gene de sarı saçlı adam devam etti kemanı çalmaya
Dirildi içimizde ölü düşler...
uzaklardan çok uzaklardan
bir ses yankılanıyor boş koridorlardan
yaşamın anlamını fısıldayan
ne yazık duymak bugün
kulaklarımın harcı değil
hükmü bin yıldır biliyorum
kulaklarımı sağır kılan bu sesin
tekrar haykırıyor usanmadan
sen gün ortasında kaybolsan
bulunmayacak kimsesin