"bunun sorumlusu, kadınların oy kullanma hakkı hareketiydi kuşkusuz. bu, erkeklerin içinde olağanüstü bir kendini ispatlama arzusu uyandırmış olmalı; meydan okunmasa asla düşünme zahmetine girmeyecekleri özellikleriyle kendi cinsiyetlerini vurgulama ihtiyacına kapılmalarına yol açmış olmalı."
"böyle yazabilen bir kadının, ruhu doğayla uyum içinde olan, tefekküre dalmaya yatkın kadının öfkeyle kine itilmesi ne acı. ama kendini nasıl tutacaktı ki?"
"bitkin bir halde yoluna devam etti, böyle hiçbir şey düşünmeden, sadece içinde bir sis gibi yumuşacık yükselerek her şeyi sarmalayan, karanlık bir bitiş duygusu hissetmek iyi geliyordu."
"korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir."
"hayattan hiçbir şey beklemiyordu artık. gayesiz bir yaşamanın içinde günlerini geçiriyordu. kendisini boş lüzumsuz bir insan olarak her an değerlendiriyor ve bir ideali kalbinde yaşatmıyordu. uzun yıllar sonra kurtulacağı zindan hayatından istikbali için bir şey bekleyecek güçte değildi."