Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emre

Emre
@emre905
14 okur puanı
Kasım 2020 tarihinde katıldı
Hayattan ve kalbimden bütün izlenimleri süzüp bir damla gibi dökmeliyim anlıyor musun? Kitleleri aydınlatacak, harekete geçirecek kavga şiiri...Gerçek şiir! Yazamıyorum. Bugün, bu yaşadığımız gün fazla etki yapıyor. Bugünü fazla yaşadın mı yazamazsın. Olaylara ve kendime uzaktan bakabilmeliyim. Hatta sana da sana da... Bir kavganın, bir mücadelenin, çiçek açan hayatın dilidir şiir. Kavganın içinde bir nabız gibi atar ve yüceltir onu.
Reklam
Kendi tutkusu, gereksinimi olmadan, başkaları istiyor diye, para ya da şan için çalışıp didinen insan budalanın tekidir.
İnsanlar, düşlem güçlerini, umursamaz şimdilerine katlanmaktan çok, geçmiş kötülüklerin anılarını çağrıştırmak için böylesine zorlamasalardı, aralarındaki acılar daha ufak olurdu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İşte hiçbir şey canımı, insanların, özellikle de her türlü sevince en fazla açık olabilecekleri yaşamlarının baharındaki genç kişilerin, birbirlerine eziyet etmelerinden, üç günlük ömürlerinde birbirlerine surat edip, israflarının bir daha yerine konamayacağını iş işten geçtikten sonra fark etmelerinden daha fazla sıkmıyor.
Da Vinci'ye ağzına kadar dolu bir kese duka verdi ve ona ilerlerken ordularına eşlik etmesini istedi. Ama da Vinci kafasını sallayarak reddetti. "Ben sanata geri dönmek zorundayım. Çünkü ben savaş meydanlarında vaktimi boşa harcarken sümüklü genç taşçı Michelangelo Buonarroti iyi siparişler alıyor. Yetenekli, kabul ediyorum, ama derinlik yok, incelik yok. Dönmek zorundayım.
Reklam
Kendi icatlarından biri olan cezalandırıcı ve güçlü Tanrı'ya sığınırlar ve sapkın dini tutkularıyla bu illüzyon hayalinde kendilerini yaratırlardı.
İnsan doğasının yüce prensipler için sürekli olarak kendisinin aleyhine hareket etmesi gerçekten inanılmaz.
Alexander'ın en kuvvetli silahı bulunduğu toplulukta mutluluk hissi uyandırma yeteneğiydi. Herkesi onların mutluluğunun onun için en önemli şey olduğuna inandırıp güvenlerini kazandıran ve kendilerine olduğundan daha çok ona inanmalarını sağlayan yine bu yeteneğiydi. Bu onun gerçek hainliğiydi.
Zengin kızların aileleri kiliseye büyük paralar ödüyordu ve köylü kızlar zenginlerin kurtuluşu için dua ediyorlardı.
İç dünyası zengin olan bir kişi yazgıdan çok şey beklemez, buna karşılık bir aptal, sonuna dek bir aptal olarak kalır, bir hödük olarak kalır, isterse kendisi cennette olsun. Aptal birinin sersem bilincinde yaşayan tüm görkem ve hazlar, rahatsız bir hapishanede Don Kişot’u yazan Cervantes’in bilinci karşısında çok yoksuldurlar.
Reklam
Boş zaman, tam da Aristo’nun dediği gibi cahillerin can sıkıntısıdır. Sıradan insanlar sadece zamanını geçirmeyi düşünürler, herhangi bir yeteneği olan kimse ise ondan yararlanmayı düşünür. Boş zamanında kendi kendine yetemeyen, zamanını geçirmek için her zaman başkasına ihtiyaç duyanlar sefalet içerisindedirler. Oysa en büyük mutluluk kendi kendine yetebilenlerindir.
Dışarıdan bir şeyler kazanabilmek için içeriden bir şeyler yitirmek, yani şan şöhret, mevki, şatafat, ün, san kazanmak için huzurunu, boş zamanını ve bağımsızlığını bütünüyle ya da önemli ölçüde feda etmek büyük bir budalalıktır. Ama Goethe bunu yaptı.  Benim deham ise, beni kararlılık içinde öteki yana çekti.
Çünkü bir kimse kendinde ne çok şeye sahipse, dışarıdan o denli az şeye gereksinir ve ötekiler de o denli az onun olabilirler. Bu yüzden, zihnin kendinde olağanüstülüğü, toplumdan uzak durmasına yol açar.
Şunu iyi anlayın, doktor. Ama ile ve arasında gerektiğinde kolayca bir seçim yapabilirsiniz. Ve ile sonra arasında bir seçim yapmak daha zordur. Sonra ile ardından’a gelince iş daha güçleşir. Ancak kesin olarak en güç olan ve’yi kullanmak gerekip gerekmediğine karar vermektir. 
Mutluluğunuz ve başarılarınız, ancak bunları cömertçe paylaşmaya razı olduğunuz takdirde affedilir. Ama mutlu olmak için başkalarıyla fazla ilgilenmemek gerekir. Bu noktada çıkış yolları kapanır. Ya mutlu olacak ve yargılanacaksınız ya da bağışlanıp sefil olacaksınız.
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.