Emre Ortak

Emre Ortak
@emreortakk
Sigara, kafein, sessizlik ve çokça sen.
"Varoluşçuluğu okurlara tanımlamak mı? Çok kolay bir iştir bu! Felsefe terimleriyle söylersek, her nesnenin bir özü, bir de varlığı vardır. Öz, sürekli nitelikler topluluğu demektir. Varlık (ya da varoluş) ise dünyada etkin (aktif) olarak bulunuş demektir. Çoğu kimseler özün önce, varoluşun sonra geldiğine inanırlar. Örneğin, bezelyeler bir bezelye düşüncesine göre yerden biter, yuvarlaklaşırlar. Hıyarlar, ancak hıyarlık özüne uyarak hıyar olurlar: Bu düşünüş köklerini dinden alır. Bir ev kurmak isteyen kimsenin, ne biçim bir nesne yaratmak istediğini iyice bilmesi gerekir: Burada öz, varoluştan önce gelir. İnsanları Tanrı'nın yarattığına inanan kimselerse şöyle düşünürler: Tanrı, insanları kendindeki insan düşüncesine göre var eder. Öte yandan, inançsız kimseler de şu geleneksel görüşe bağlanırlar: Nesne, ancak özüne uyduğu zaman var olur. Nitekim 18. yy. hep şuna inandı: Bütün insanlara özgü ortak bir öz vardır; bu değişmez özün adı 'insan doğası'dır. Varoluşçuluk ise tam tersini öne sürer bunun: İnsanda -ama yalnız insanda- varoluş özden önce gelir. Bu demektir ki insan önce vardır; sonra şöyle ya da böyle olur. Çünkü o, özünü kendi yaratır. Nasıl mı? Şöyle: Dünyaya atılarak, orada acı çekerek, savaşarak yavaş yavaş kendini belirler. Bu belirlenme yolu hiç kapanmaz, her zaman açıktır."
Reklam
Bak Fatihçiğim Bak şimdi Fatihçim bu konuda, bu konuda şimdi bak bu konuda Fatih gülme bi dakika. Bu konuda Köln Üniversitesinden çok kıymetli bir dostum vardır; Wolfgang Das Schmögtenschmidt. Evrenin oluşumu ve yapısı hakkında bir makale yazıyor, yayınlıyor. Ulan bu çocuk taa Salzburg'dan; dönemin insanı diyor Deutschland mind was, was ist deine michte. Yanı öyle bir coğrafyadan çıkması mucize. Neyse abi işte bu makale aslında herkes bilmez tabii bunu bir ekleme, eklemenin yaptığı orijinal makale Gerschicht Kleinen Undsphagenwaaaacht'tan. O makale de çok iyidir abi. Neyse bu makalede diyor ki; evren, kocca bir zırvadan ibadettir. Ulan profesörler bakıyor, hocalar bakıyor diyorlar ki ne diyor bu deli. Hiç böyle şey olur mu? Koca evren, koca kainat. Nerede bu makalede tanrı, mitolojiler? İlber kuru pasta bırakmamışsın yine. Neyse abi ve ekliyor; Evreni yorumlayan da zırvadır, bundan ekmek yiyen de zırvadır. Kainat dediğin zırvadır diyor. Zaten müslüman toplumlarda bu hep böyledir. Harika bir makaledir abi o. Ve en sonda diyor ki "Das auf nicht enischtelein, und das micht auf nicht augen spiele HAHAHAHAHAHAHA yani diyor ki İlber bak michte auf deine ihr machten und die spielen was ist das möchten AHAHAHAHA AHAHAHAHAHA sonra okulda tabii baya gündem oluyor bu. Neyse Cengiz Han zamanı zaten hep böyledir. Cengiz çok zeki bir adamdı. Ben Moğolistanda görev yaptım, inanılmaz bir yer abi. Çok güzel. İşte abi tam olarak da bu yüzden Müslüman ülkeler yok olmaya mahkumdur. Evrim dediğin bir teori değil, bir tez değil, böyle bakan zır cahildir zırvadır zaten. Evrim müslüman ülkelerin kabul etmekten korktuğu bir gerçektir. Fatih dur gülme bi abicim gülme, gülme bi dakika.
"Türkler, İslam dinini kabul etmeden önce de büyük bir millet idi. Bu dini kabul ettikten sonra, bu din ne arapların, ne acemlerin, ne de diğerlerinin türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine etki etmedi, aksine, türk milletinin milli bağlarını gevşetti; milli duygularını, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü muhammed'in getirdiği dinin gayesi, bütün milliyetlerin üstünde, tamamını kapsayan bir ümmet siyaseti idi." "Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki başına bir bez veya bir peştemal veya buna benzer bir şeyler atarak yüzünü gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı ya arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın anlamı ve işareti nedir? Baylar uygar bir millet anası, millet kızı bu garip şekle, bu vahşi duruma girer mi? Bu durum, milleti çok gülünç gösteren bir görüntüdür. Derhal düzeltilmesi gerekir.."

Reader Follow Recommendations

See All
"Gerçek sevgi, üretkenliğin bir dışavurumudur ve ilgi, saygı, sorumluluk ve bilgiyi ifade eder. Sevgi bir başkası tarafından etkilenmek anlamında bir "etki" değildir, sevilen kişinin gelişimine ve mutluluğuna yönelik, kökleri kişinin kendini sevme kapasitesinde yatan aktif bir mücadeledir." Erich Fromm, Sevme Sanatı
Reklam
Dünyanın bugünkü haline bakınca, bunca sefalet, çatışma, yıkıcı zulüm, saldırganlık vb… İnsanoğlu hâlâ eskiden beri bildiğimiz gibi, hâlâ barbar, hâlâ şiddet tutkunu, saldırgan, açgözlü, rekabetçi… ve inşa ettiği toplum da bu değerler üzerine kurulu. Bu denli hastalıklı bir topluma iyi entegre olmak, sağlıklı olmanın bir ölçüsü olamaz. - Jiddu Krishnamurti
En kanlı, en vahşi savaşlar dini nefrete dayanarak yapıldı. Ki bunda benim için bir sorun yok. Ne zaman bir grup kutsal insan dışarı çıkıp birbirini öldürmek istese, ben mutlu bir adam olurum. - George Carlin
İçimdeki erkeği; kadının duygularını anlayan, ona değer veren, zarif, centilmen, akıllı, bilgili ve görgülü, yaşam karşısında onurlu ve güçlü olması gerektiği şeklinde tanımlıyordum. Kendime şunu sormayı da ihmal etmedim: Diyelim ki, böyle biriyle karşılaştın peki, böyle birinin ilgi alanına girebilecek ölçülere sahip misin? Eğer bilgili birini istiyorsan en az onun kadar bilgili; eğer kadının duygularını anlayan birini düşünüyorsan en az onun kadar erkeğin duygularını anlayan biri; eğer dürüst, akıllı, güçlü birini istiyorsan en az onun kadar dürüst, akıllı, güçlü müsün? Bir başka deyişle kendime, Karşı cinsinden ne istiyorsan aynı şeyleri ona verebilecek donanımda olmalısın' diyordum!
931 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.