Uzun zaman sonra gerçekten yaşadığımı hissetim bu eserle birlikte. Öncelikle Namık Kemal'in olayı ele alış biçimi ve bize sunuşu gerçekten takdire şayan. Gerçekten sürükleyici bir roman okumaya başladığım andan itibaren bitirene kadar başından kalkmadım her sayfada acaba diğer sayfada ne anlatıyor diye okuduğum bir kitap oldu. Kısaca ilk bölümde Sergüzeşt Ali Bey'in Mahpeyker ile ilişkisinden bahsediyor ikinci bölümde ise Ali Bey'in onu terk etmesine kaldıramayan Mahpeyker'in Ali Bey ile Dilâşûb'un arasını bozmasını ve bunun sonucunda yaşananları anlatıyor. Roman yüksek derece trajedi ve hüzün içeriyor. Dipnot olarak da belirtmek isterim ki roman boyunca en çok üzüldüğüm kişi Ali'nin annesi oldu tek suçu oğlunu çok sevmek ve onu düşünmekti... Roman bir çok şey düşündürdü lakin bana göre en büyük öğretisi Sergüzeşt Ali Bey'in en büyük hatası olan "fevri olmak". Düşüncesizce yapılan eylemlerin ne kadar büyük sonuçlar yaratabileceğini gösteren bir roman aynı zamanda.