Mardin’den çıkan bir gazeteci çocukluk arkadaşının ABD’de öldürülmesiyle memleketine döner ve haberin peşine düşer. Bir süre sonra olay gazete haberi olmaktan çıkıp gazetecimizin hayatı olur. Arkadaşının gittiği yolları öğrenmek isterken; o yolları benimser ve kendini aramaya başlar o yollarda.
Kitap aslında bize, ülke gündemimize hiç de yabancı olmayan bir konuyu ele almıştır. Günümüze bir eleştiri olarak kabul edilebilir. Suriyeli mülteciler, IŞİD, Ezidi inancı, toplumun bunlara bakış açısı… . Konu: zulüm gören insanlar… Tarihin hangi döneminde olursak olalım bazı acılar hiç geçmiyor, farklı milletlerin başına gelse de hep tekerrür halinde.
İsminden de anlaşılacağı gibi aslında yüzünüzde gülücükler açarak okuyabileceğiniz bir kitap değil. İnsanlığı sorgulatacak, “nereye gidiyoruz ?” dedirtecek, yaşananları ve yaşayanların neler hissettiğini daha iyi anlamamızı sağlayacak , aynı zamanda Mardin’i daha yakından tanımamızı sağlayacak bir kitap. Artık okuyup detayları öğrenmek de size kalmış. Son olarak beni vuran cümlelerden biriyle veda edeceğim size… “Beni alıp tekrar karnına soksan bile koruyamazsın artık anne!”
Kitapla Kalın..