𓆸 Bu zaman dilimlerinin Mus'ab'ı olmak istiyorsan feda etmeyi, sürekli vermeyi, gözden çıkarmayı ve kurban olmayı hayatının esası kılmalısın. Küçük şeyleri feda edemeyen büyük karşılıklara nasıl ulaşabilsin ki ?
𓆸 Bu toprakların Mus'ab'ı olmak istiyorsan, buraları Habeşistan olarak değil, Yesrib olarak görmek zorundasın. Ölmek için değil de dönmek için bir yerde bulunursan orayı nasıl yeşertirbilirsin ki ?
𓆸 Bu ortamların Mus'ab'ı olmak istiyorsan söz adamı değil, hâl adamı olmak durumundasın. Yaşantın tebliğ etmiyorsa, sana bakan İslam'ı Sen de görmüyorsa, imanın tadını senden alamıyorsa, Nasıl başkalarını diriltebilirsin ki ?
𓆸 Bu zeminlerin Mus'ab'ı olmak istiyorsan sözün gücüne inanarak 'medenileri ikna söz iledir' ilkesini unutmamalısın. Hatip olarak kendini, muhatap olarak karşındakini iyice tanımalı, hitap olarak sözlerini güzel seçmelisin. Bunlara dikkat etmezsen nasıl tebliğ ve davet yapabilirsin ki ?
𓆸 Bu güzel davanın Mus'ab'ı olmak istiyorsan zor bir işe talip olduğunu hatırından çıkarmamalısın. Dava risaletin davasıdır. Bu davada bedel ödemek var, hicret etmek var, karşılığını burada beklemeden toprağa tohum ekme sorumluluğu var, sevdiğini iddia ettiğimn kimselerin keffâreti olarak kılıçlar altında doğranmak var. Bunları göze almazsan Sen nasıl Mus'ab'la aynı davanın mensup olabilirsin ki?
Sayfa 243 - Siyer Yayınları