En güzel hediye, mutluluk değil miydi?
KABEDE SELFİ, SAKALLI EŞ ÇARŞAFLI HATUN
Beytullah’ı Tavaf etmekte namaz gibi bir ibadettir. İhramlı iken bir sürü yasaklar var, Makyaj yapamazsın, Traş olamazsın, koku süremezsin, Tırnak kesemez, tüy, kıl koparamazsın v.s. Bunlar niye yasaklandı hiç düşündünüz mü? Allah rızası için orada bari şu telefonu elinizden bırakın, gönlünüzden çıkarın. Şu dünyadan ve içindekilerden bir kopun. Bir nevi gösteriş gibi ibadet olmaz. 3 gün gidiyorsunuz zaten. Çok yoğun işiniz varsa Hacı desinler diye boş yere gitmeyin. Turistik ziyaret için gidenler hariç. Muhammed İkbal’e, Hacdan dönenler tespih, takke ve benzeri şeyleri hediye olarak getiriyorlar. Muhammed İkbal, ‘Hediyeleriniz için teşekkür ederim. Hepsi güzel hediyeler. Keşke hacdan Hz. Ebubekir’in sadakatini, Hz. Ömer’in adaletini, Hz. Osman’ın hayâsını, Hz Ali’nin ilmini getirseydiniz de onlarla bir Pakistan inşa edilirdi’ diyor. Üstadın da içeriklendirdiği gibi, Asrı saadeti bir nebze de olsa yaşamak için gidilir. O Beytullah’ta namaz kılarken Peygamberimizin başından aşağı deve işkembesinin nasıl döküldüğünü düşünerek içiniz titremeli, hüngür hüngür ağlamalısınız. Haksızlığı, hukuksuzluğu, kötü alışkanlıkları bırakmak ve en önemlisi bir daha işlememek için tevbe etmeye gidilir, Beytullah’a yüz sürülür. Yoksa görmek veya orada görünmek için değil. Her şeyin içini boşalttığımız gibi, Hacılığın içini de boşaltıyoruz vesselam.
Reklam
Hicretin 2. yılı Abdullah b. Mes'ud'u, Bedir'in meydanında görüyoruz. Hem de nerede görüyoruz biliyor musunuz? 10 yıl önce Mekke'de Rahmân sûresini okuduğu için tekmeler altında onu ezen birinin göbeğinin üzerinde. Şimdi Abdullah b. Mes'ûd'un ayağının altında olan, yıllar önce Kâbe'nin avlusunda İbn Mes'ûd'a tekmeler atan, ona her türlü hakaretler yağdıran Ebû Cehil... Ölüm yolunda bile küfründen, inkârından ve kibrinden vazgeçmiyordu. Alaycı bir ifade ile Abdullah b. Mes'ud'a diyordu ki: "Çobancık! Se çok yüksek ve yalçın bir yere çıktın!" İbn Mes'ud bu sözlere sadece gülümseyerek karşılık verdi. Sonra Ebû Cehil dedi ki: "Savaşın neticesi ne oldu? Kim kazandı kim kaybetti?" İbn Mes'ud: "Allah iman edenleri yüceltti, inkâr edenleri ise alçattı." dedi. Sonra Abdullah yere indi, kendi kılıcını bıraktı. Ebû Cehil'in kılıcını aldı ve o kılıç ile Ebû Cehil'e bir darbe indirerek onu öldürdü. Kılıcını alarak Efendimiz'e (sas) gelip olanları anlattı. Allah Resûlü, tekbir getirdi, mü'minler de tekbir getirdiler. Sonra Efendimiz (sas), Ebû Cehil'in cese- dinin başına geldi; ibretle baktı ve dedi ki: "Ümmetimin Firavun'u yı- kıldı. Ümmetimin Firavun'u öldü." Daha sonra Ebû Cehil'in kılıcını, Abdullah b. Mes'ûd'a hediye etti
Sayfa 142Kitabı okudu
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 hours
Dede Korkut Hikayeleri
Dede Korkut Hikâyeleri'nin eski bir Oğuz destanının on iki veyahut ön üç bölümünden ibaret olduğu düşünülüyor, ama benim okuduğum kitapta on üç hikâyeye yer vermişti yayın evi. Hikâyeler kim tarafından yazıya aktarıldığı belirsiz olduğu için Anonim deniliyor. Dede Korkut ya da Korkut Ata'nın kim olduğuna dair elimizde neredeyse hiç bilgi
Dede Korkut Hikâyeleri
Dede Korkut HikâyeleriAnonim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202410.1k okunma
Kendimce nacizane okumayı sevdiren kitapları paylaşmak istedim.
rahmetli mustafa necati sepetçioğlu'nun şu kitapları: dünki türkiye serisi'nin 12 kitabı 1- kilit 2- anahtar 3- kapı 4- konak 5- çatı 6- üçler yediler kırklar
Annelik harikulade bir hediye ama kendini yalnızca annelikle tanımlama. Tam bir birey ol. … “Çalıştığın için asla özür dileme. Yaptığın işi seviyorsun ve yaptığın işi sevmek çocuğuna verebileceğin en güzel hediyelerden biridir.”
Sayfa 17
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.