Annem İçin
Öldükten beş gün sonra geldin rüyama. Babaeski’deki eski evin oradasın. Hayır gelin çıktığın ev değil, diğeri. Biz çocukken her yazları kardeşlerinle, kuzenlerimle bir araya geldiğimiz eski mezarlığın oradaki ev. Evin bahçesine çiçekler ekilmiş. 20 li yaşlarındasın. Sanırım hiç evlenmemişsin. Bahçedeki çiçekleri suluyorsun. Çok mutlusun. O kadar
600
600.gün... Zamanı tutamıyorum sevgili durduramıyorum. Son günümüzde bana "dursun mu zaman?" demiştin. Dursun artık sevgili, dursun artık, hayır zaman akıp gitmesin. Yarın, dün olsun. Zaman artık geriye aksın istiyorum. Merak etmiyorum geleceği, istemiyorum geleceği. Gözlerimin ışığının sönmesini izlemeyi değil, ışığını geri kazanmasını
Reklam
Utangaçlık nedir? Utangaçlık neden kötü.
[Cemre Demirelin yorumu üzerine!] 1-Başkası için varlık olma durumu. İnsan doğası gereği başkasını kafasında kurgular. (Buna ön yargı demek yerine ön izlenim diyelim çünkü yargılamak olumsuz bir anlam katıyor.) Bu yüzden bireylerde başkaları tarafından kötü algılara maruz kalmamak için yaptığı şeylere ve gösterdiği davranışlara dikkat eder. Bu
Onsuzluk
Bugün günlerden yağmurlu bir cumaydı. İşten çıkmış otobüste kafamı cama dayayıp "çok eski şarkı" isimli müziği dinliyordum. Sözlerinde "iznin olmadan hala seviyorum seni" geçiyordu. Evet, onun izni olmadan hala onu seviyordum. Onu "kafamda dönüp duran plaklar" gibi çalıp duruyordum adeta... Sanki bedenime tüm
Dimyata pirince giderken...
“Otuz beş senelik evlilikten sonra şeytan dürttü galiba. Bunca yıllık evlilikten bir çocuğumuz bile yoktu ama kusurlu olan karım değil bendim. Karım bunu bildiği halde bir gün bile yüzüme vurmamış, ‘Üzülme hayatım kısmetimizde yokmuş. Sanki çocuğu olmayan tek çift biz miyiz...’ deyip beni teselli etmişti. Dedim ya şeytan dürttü diye. Bir gün
Şiir yazmak...
Bana göre şiir yazmak şöyle bir şey hani bir işi severek canı gönülden yaparsınız ya şiirde öyle bir şey bir işi severek yaparsanız hem o iş sağlam olur hem de güzel olur ama bir işi zorla yada elinizden gelmediği halde yaparsanız o iş hiç bir işe yaramaz ve olmaz olsada gönülsüz olur işte şiir yazmakta öyle bir şey aslında sadece şiir değil bir kitapta yazmakta öyle ben bugüne kadar yazdığım şiirler ve sözleri ben özellikle bir çoğunda kendimi anlatmak için yazdım öyle hadi ben şiir yazayım demedim zaten öyle yazsam herhalde saçma sapan kelimelerden başka bir şey olmazdı bilmiyorum belki şiirleri mi beğenmeyen insanlar da vardır herkesin düşüncesi fikri kendine tabiki ne demişler Zevkler ve Renkler tartışılmaz o yüzden bende herkesin düşüncesi ve fikirine saygı duyuyorum tabi bana karşı kırıcı olmadığı zaman ben bu yolda bir şey farkettim oda beni çok onurlandırdı oda şudur ki benim bu yeteneğimi kıskanan insanlar çok oldu özellikle yakın çevrem de ama bir söz var her aklıma geldiğinde bana doğru yolda olduğumu gösteriyor ve hatırlatıyor ( Ne zaman ki düşmanlarım çoğaldı o zaman anladım ki ben doğru yoldayım Şemsi Terzi ) yaptığım iyiliklere kötülük verenler de zerre umrumda değil çünkü o güzel insanın en güzel sevgilinin çok güzel bir sözü aklıma geliyor ( Hep iyilik yap onlar layık değilse sen layıksın Hz. Muhammed ) ve bunlar gibi pek çok sözle devam ediyorum hayatıma Allah'a emanet olun...
Reklam
Sevdiğim insanlar..basit ve yormayan kahve oturmaları, soğuk havada kalp ısıtan yürüyüşler, birlikte yemek ve tatlı yaparken alınan zevk, iki tatlı gün değerlendirmesi, seneler önceki anıların üstüne eklenen, telefon ya da herhangi bir şeyi akla bile getirmeyen gülmekten göz yaşartan muhabbetler..tasavvuf, felsefe, edebiyat tez ve antitezler..şiir okumaları.sevildiğinden, önemsendiğinden, düşünüldüğünden şüphe duymadığın her an.herkesin güzel özelliğinin hayranlıkla övülmesi, kusur varsa bile şefkatle okşanması, içten tavsiyeler, dertleşip ağlarken güldürecek bir şeye illaki bağlanması, acaba yanlış mı anladı diye düşündürmeyen, nazlanabildiğim ve nazı bana güzel gelen insanlarla yaptığım her şey ama her şey ruhumu çiçeklendiriyor.hayatı yaşanılır kılan, o olmasaydı dünyadaki güzellikler çok eksik olurdu dediğim insanlar..hissedilen her şeyi yazmak da mümkün değil elbet.kelimeler her şeyi ifade etmiyor.ama bunlar, yaşarken içimi kıpır kıpır eden, hayran kaldığım, cennet tadı veren nimetler..sahip olduğum en yüksek mertebe.hepsi için şükrülillah..
Aylar boyunca ülkemizdeki ilişkiler hakkında sosyal mecralardan genel olarak yaptığım analiz şudur; Bu konuda youtube videosu çekmek isterdim. 1. Erkeklerde genel olarak 30 yaşına gelmeden olgunluk çok az görülüyor.30 yaşından sonra güzelliğe daha az önem verip aslında kafa dengi olmanın muazzam olduğunu fark ediyorlar. 2. Ayrılık ve aşj acılı
857 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.