Bu kitap birkaç saatte bitebilecek kısalıkta fakat etkisi birkaç asırda bile bitmeyecek uzunlukta bence. Mecburiyetin, ayrımcılığın, ırkçılığın (Crooks'un siyahi olması olayı) sadakatin, sadakatsizliğin (Curley'nin karısının olayı), yoldaşlığın, gücün, güçsüzlüğün ve en önemlisi hayallerin anlatıldığı bu kitap tam anlamıyla bir kıssadan hisse.
Kitabın ismine ilham veren Robert Burns şiirindeki o dize; "En iyi planları farelerin ve insanların / Sıkça ters gider..." Biraz araştırdığımda Burns bu şiiri evi süpürürken yanlışlıkla yuvasını yıktığı bir fare için yazmış. Kitabın içeriği de bu şiirin oluşmasındaki olaydan izler taşıyordu.
Ah Lennie... Hiçbir zarar yoktu o saf sevginin içinde. Farelerin yuvasını yıkmak istememiştin sen de, tıpkı Burns gibi.
"Artık birlikte seyahat eden, can yoldaşlığı eden pek kimse kalmadı," dedi. "Nedendir bilmem. Belki de herkes birbirinden korkuyor bu dünyada." → Kitabın 38. sayfasındaki bu alıntının gerçekliğine rağmen; George'un Lennie'yi asla kendinden uzaklaştırmaması, üstelik çoğu zaman kendisine ayak bağı olmasına karşın yine de dostluklarını sürdürmesi mükemmel bir bağlılığın resmiydi. İşte belki de o son; bu bağlılığın gerektirdiği bir iyilikti, kim bilir...