Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Çobanaldatan kuşu (:
Uzun mesafeli göçmen kuşlar diyebiliriz bunlar için...26-58 cm büyüklüğünde oluyorlar..En çok Mayıs ve Haziran gecelerinde görünüyorlarmış. Kendini çok iyi kamufle edebildiği için dikkat çekmesi neredeyse çok zor olan bir kuş türüymüş kendileri. Bu kuşların bir özelliği çok enteresan; heyecanlandıklarında çığlık atıyorlarmış.😅 Özellikle dişi bir kuşa kur yaparken. Önce çok yüksek bir sesle başlıyor, eğer dişi kuşun dikkatini çeker ve dişi kuş onunla ilgilenmeye başlarsa yavaşlayan motor gibi sesini azaltarak duruyormuş...bak sen şuna ya! tam bir oyuncu.. 😅 bu kuşların belli bir flörtleşme tonları varmış 🤨 Ayrıca ilginç bir şekilde geceleri ortaya çıktığında cırcır böcekleri ve kurbağalar gibi ses çıkarma özelliğine de sahip. Çok merak ettim. Nasıl bir cinsmiş bu? 🙄 Gagaları küçük gibi görünsede, aslında gözaltlarına kadar varıyor ve avını yiyeceği zaman kocaman bir ağız ortaya çıkıyormuş. Bu kuş bana çok sahtekar geldi.. zaten adından da anlaşılıyor 😅 çok sevimli duruyor ama az değillll....🤗
Paraşüt
Manzara harikaydı, tüm ekipmanımla uçurumun kenarında atlamak için nefesimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Cebimdeki bitter çikolatanın yarısını iki ısırıkta ağzıma attım ve kalanını cebime geri koydum. Çikolata tadında 3'ten geriye doğru saydım ve kendimi aşağıya bıraktım. Sanki ruhum bedenimden ayrılmışçasına boşluğa doğru düşüyordum. Biraz
Reklam
Dağın Yamacındaki Büyüleyici Manastır: Sümela Sabahın ilk saatleri, puslu hava eşliğinde servis aracımızla yola çıktık. Sümela Manastırı’nı ilk defa göreceğim için çok heyecanlıydım. Araç yavaş yavaş Trabzon Maçka’ya doğru hareket ederken ben solumdaki camdan Trabzon’u seyrediyordum. Gözlerimin önünden evler, apartmanlar, dükkanlar, okullar,
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Bir Peygamber âşığının bize hediyesi...
YAĞMUR Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat En müstesna doğuşa hamiledir kainat. ... Hasretin alev alev içime bir an düştü, Değişti hayal köşküm, gözümde viran
MUTLU AŞK YOKTUR İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an Mutlu aşk yoktur Hayatı Bu silahsız askerlere benzer Bir başka kader için giyinip kuşanan Ne yarar var
Reklam
Güngörmez
"Hiç sevmem kışları" derdi. Neymiş üşürmüş de kalın giymek zorunda kalırmış. "Hahh" dedim içimden. "Yazın da, kışın da mahallenin en pejmürdesi sensin..." Bunları o zamanlarda çok yakın olup da sevemediğim, şimdilerdeyse rahmetli olan canım arkadaşıma söylerken yıl 1995 aralığın 17'siydi. Şimdiyse 2006 yazının
Gerçek hayattan esinlenmiş etkileyici bir öykü…
Annem, evi, babamı ve bizi terk ettiğinde ben altı yaşında, abim sekiz yaşındaydı. Annemin babamı terk etmesini o yaşta bile anlamıştım da, bizi terk etmesini anlamamıştım. Anne çocuklarını terk eder miydi? Babam, annemi döverdi. Babam beni, abimi döverdi. Ben o yaşlarda babalar döver diye biliyordum. Babalar döver… Anneler olmayınca, evlerin
YAĞMUR Vâreden’in adıyla insanlığa inen Nûr Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
Bir Bayram Günü
Günün henüz ağarmaya başladığı saatlerde çayır çimen kırağıya yenik düşerdi. Güne normalden biraz daha erken başlayan köylü kadınlar telaşla ahırlara giderken, içeriden sabırsız inek sesleri gelirdi. Belki yavrusuna kavuşma heyecanı, belki özgürlüğe kavuşma ümidiydi o sesleniş. Kıyafetlerini dâhi bazen eşlerinin, bazen evi çekip çeviren
Reklam
Beyaz Ölüm Kuşları...
Sonra bir gün anneler de ölür Böcekler ve kertenkeleler ölür Boşalır suyu havuzun kum seddi yıkılınca Sivrisinekler ve kağıttan kayıklar ölür Sonra o gün çocuklar da ölür Biz hepimiz önce küçük bir çocuktuk
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
öyle bir sihirbazdın ki beni bile kaybettin... biliyorsun, ben hangi şehirdeysem... yalnızlığın başkenti orası. sen... aklım ve kalbim arasında kalan, en güzel çaresizliğimsin.
Batar mı kalbi insanın, batarmış Hatta nefes almasa bile batarmış Düğümlenmiş sözler mi,yaşanmamış gelecek mi Neyse ne, oturdu mu yüreğine, zamanın saniyesi ok olur yine batarmış Oysa masumduk bir kuş yüreği kadar Küçük ama güçlü atıyordu yüreğimiz Kime ne zararımız oldu ki kendimizden başka Az maz yaşıyorduk, gökyüzü toprak arası Ve bulutlar selam durmasa da arada gösteriyordu beyaz yüzünü Unutmuşum maviyi , unutmuşum bir yıldız parıltısında bulmayı seni Nerde ne zaman kaybettiğimi bilmediğim o yılların yaşanan onca sancının adını unutmuşum Kendimi kendimle bırakınca nasıl bir cellat olduğumu günahlarıma, ilk taşı gözümü kırpmadan nasıl attığımı unutmuşum Kendi boynuma geçirdiğim yağlı ilmeğin suçlusu sen değilsin doğru ama ben biliyorum en az kendim kadar soğuk olan o mezarın çağrı tonunu Pişman değilim affettim kendimi ve hesabını veremediğim her şeyi Şimdi hesap sorma vakti..
1.351 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.